Gümüşhane'ye Mektup

Sevgili Gümüşhaneliler;

Sizlere bugüne kadar böyle bir mektup yazmadım. Bu sebeple geniş kapsamlı bir mektup yazmak ihtiyacını hissettim. Önce genelden başlayıp sonra ilimize dönmeye çalışacağım.

Milletvekili kimdir? Türkiye Büyük Millet Meclisi nedir?

Eskiden ülkeler krallar ile idare edilirdi. Kralların koyduğu vergilerin fazla olmasını önlemek için millet temsilcilerinden oluşan meclisler teşekkül etmiştir. İlk defa bu işin menşei İngiltere’dir. Zamanla parlamentolar gelişmiş, değişik şekiller almıştır.

Bütün dünyada ve Türkiye’de meclislerin iki görevi vardır. Biri kanun yapmak, diğeri hükümeti denetlemek. Meclislerin yazılı olmayan bir fonksiyonu vardır. Bu da ülkede açıklığı sağlamaktır. Meclis olunca herşey yazılır, konuşulur. Hükümetler tenkit edilir. Bu sebeple ülkede gizlilik kalkar, meseleler aşikar olur. Ve bana göre bugün gerek Türkiye’de gerek dünyada millet meclislerinin en büyük etkisi buradadır.

Ülkede üç kuvvet vardır. Mahkemeler bağımsızdır. Onlara kimse karışamaz. İdare icradadır. Yani hükümet ve memurlar icraatı yürütürler. Milletvekilleri ne mahkemelere karışabilir ne de memura karışabilirler. Ayrıca ne icraat yapmak, ne de yol, su, elektrik getirmek yetkileri vardır. Ancak elinden geldiğince bunları takip ederler.

Zaman zaman bu yetkiler karışır. Bu ülkedeki düzensizliğin işaretidir. Türkiye’de de bu düzensizliklerle karşılaşmaktayız.

Sevgili Hemşehrilerim; ben bu seçimden beri size üç şey söz verdim:

Bir; namuslu kalacağım.

İki; çalışacağım.

Üç; önünüzden kaçmayacağım.

Daha sonra size yazdığım bir mektupla dördüncü bir vaadde bulunmuştum. Görevim bittiğinde gönderdiğiniz Mahmut Oltan Sungurlu olarak döneceğim. Bu elbette bilgi ve görgüde yerimde sayacağım manasında da değildir.

Şu size vaad ettiklerimden hiç birisini eksik etmediğime siz de, Cenab-ı Allah da, bütün Türkiye de şahittir.

Sevgili kardeşim; milletvekilinin ana görevi kanun çalışmalarına iştirak etmektir. Ben sizin temsilciniz olarak parlamentonun en çok kanun çalışması yapan üyelerinden biriyim. Bakan olarak yaptığım ve yaptırdığım çalışmalar bugün meclis gündemini, Adalet Komisyonu gündemini ve Adalet Bakanlığı raflarını doldurmuştur. Bugüne kadar parlamentodan çıkan her anayasa ve yasa değişikliğinde göznurum, alınterim, emeğim vardır. Elbette ki benim hiç katkım olmayan kanunlar ekseriyettedir. Ancak partimin bütün hukuk çalışmaları genelde benim emeğim sonucudur. Bir kısım kanunlar ise tamamen şahsi ürünümdür. Bu suretle milletvekili olarak anayasa çerçevesinde üzerime düşen görevi değil bugün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en iyi yerine getiren sayılı milletvekillerinden biriyim ve gönül huzuru içindeyim. Benim emeğim olan hiç bir yasa ve anayasa milletimin inançlarına ve menfaatlerine aykırı değildir.

Denetleme görevi genelde partiler bazında yapılmakta olup, bu hususta müstakil çalışmalarım, yasa çalışmalarım gibi yoğun değildir. Partim ile birlikte hareket ederim. Bakan sıfatıyla yaptıklarımı anlatmayacağım. Ancak, bakan sıfatıyla denetlemelerimin de çok ciddi ve sonuç verici olduğunu bilmenizi isterim. Hiç bir haksızlık ve yolsuzluğa fırsat verilmemiştir, verilmemeye çalışılmıştır. Bu mevzuda da gerek milletimin, gerek Cenab-ı Allah’ın huzuruna gönül rahatlığıyla çıkacağım.

Sevgili Hemşehrilerim; benim herşeyim açıktır. Bunu elbette bileniniz biliyor. Kanunen, ahlaken gizli olması görevimiz olan şeylerin dışında herşey açık. Bu bizi yanlış yapmaktan koruyan silahımızdır. Birçok tanıdık bize "Oltan Bey sen burada şu işi bana yap, ben kimseye demem" der. Bizim cevabımız açıktır. Sen söylemesen de ben yaptığım herşeyi açıkça her yerde söylerim. Toplumda söyleyemeyeceğim, utanacağım işi de yapmam.

İcraatlar Nasıl Yapılır?
Köye Gelen Hizmetler
Milli Eğitim, Yurtlar, Üniversite
Devlet Su İşleri
Devlet Karayolları
İstihdam, Sanayi, Silah Sanayii, Madenlerimiz
Olaganüstü Hal Kanunu
Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi
Sonuç: Oylarınız ziyan olmadı


İCRAATLAR NASIL YAPILIR

Ana yatırımlar; Devlet Planlama’dan geçirilen yatırımlardır. Bunların önceden keşfi, projesi yapılır, hatta önce, Etüd Proje olarak programa alınır. Daha sonra Devlet Planlama’nın yatırım programına teklif edilir. Bu teklifler kısmen kabul veya reddedilir. Yatırım programından sonra belirli bir ödenekle ihale edilir. İşin en zor tarafı bir yatırımı Devlet Planlama’dan geçirip, yatırım programına aldırmaktır. Devlet Planlama bakanlıklardan gelen teklifleri o yıl bütçesine göre ayarlar ve önem derecesine göre plana koyar. Demek ki; önce projesi, keşfi, arsası olacak sonra bakanlık teklif edecek, sonra planlama müzakerelerinde kabul görecek, bu suretle plana girecek. Planlamadan geçen iş bugün, yarın ihale edilir. Ancak, planlamadan geçmeden hiç bir işin yapılması ve ihale edilmesi söz konusu olamaz. Büyük işler ihale edileceği zaman da Devlet Planlama Teşkilatı’ndan izin alınır. Küçük işler ise Planlama’dan geçen toptan para Türkiye çapında bölünerek gerçekleştirilir. Bunların birçok detay işleri vardır. Bu teferruatları anlatmayacağım. Ben bu yazımda ana yatırımları anlatmaya çalışırken bir noktada da ilimizin mevcudunu tadat etmiş olacağım.

Yukarıda anlattım. Ben milletvekiliyim ve milletvekili icraatın dışındadır. Hizmet bakanlar ve memurlar eliyle yürür. Adalet Bakanı olarak ülkeme yaptıklarımdan gurur duyuyorum. Gümüşhane iline ülkemin imkanları dahilinde hizmet ettim. Gümüşhane il çapında, adliye hizmetleri en iyi olan bir ildir ve en iyi donatılmış bir ildir. Ayrıca Adalet Meslek Lisesi ile güçlendirilmiştir.

Sevgili kardeşim; ben Anavatan Partisi’nin icraatlarına sahip çıkarsam, bunu tabii karşılayın. Çünkü hizmetler hükümetler aracılığıyla yapılmaktadır. Bizim cebimizden yapılmış değildir. Biz ise bunlara aracılık ettik ve etmekteyiz. Diğer iktidarlar zamanında çok az da olsa, takip ettiğimiz icraatlar vardır. Ancak hizmetleri anlatmadan önce, bir iki hususa daha değinmek istiyorum:

Türkiye’de bir göç hareketi vardır. Deniz kenarlarına ve batıya göç devam etmektedir. Gümüşhane de bundan nasibini almaktadır. Bu sebeple artık köye dayalı geçim adeta kalmamıştır. Ve üretim yoktur. Hiç kimse üretim yapmayınca il fakirleşmekte tek geçim Gümüşhane’ye devletin gönderdiği paraya kalmaktadır. Et, süt, peynir, yumurta, tereyağ, meyva ve sebze dahi dışardan satın alınmaktadır. Diğer bir gerçek de nüfusumuzdur. Kayden 153.000 olan nüfusun bu kadar dahi olmadığı iddiaları yaygındır. Türkiye nüfusunun 452’de 1’i civarında. Şu andaki ekonomik gerçekler sonucu ilimizin durumu.

Sevgili Hemşehrilerim; hizmetelerin hepsini de tek tek saymak şansım yok. Bölüm-bölüm anlatmaya çalışacağım.

Köye Gelen Hizmetler
Milli Eğitim, Yurtlar, Üniversite
Devlet Su İşleri
Devlet Karayolları
İstihdam, Sanayi, Silah Sanayii, Madenlerimiz
Olaganüstü Hal Kanunu
Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi


KÖYE GELEN HİZMETLER

Anavatan Partisi Türkiye genelinde bütün köylere telefon, elektrik getirmiştir. Bu hizmetlere alışınca unutuyoruz. Ancak şöyle bir gece elektrik veya telefon kesilince ne olduğunu idrak ediyoruz. Keza şebeke içme suyu, köy yolu, mahalle yolu, arazi yolu olarak yapılanlar inkar edilemez. Fakat eksiklerimiz vardır. Gerek Özel İdare imkanları ve gerekse devlet imkanlarıyla bunlar giderilmeye çalışılıyor. 1984-1985’te ANAP iktidarı olarak Köy Hizmetleri için büyük bir makina parkı satın aldık. Halen Köy Hizmetleri işlerini bu makinalarla yürütmektedir. Bunlar eskidi. Randımandan düştü. Gümüşhane ise dağlık ve engebeli. Bu defa hükümet olunca Gümüşhane’deki gezintilerimde yol ihtiyaçlarını tespit ettim. Herkes dozer, greyder istiyordu. Bizim mevcudumuz ile bu ihtiyaçların karşılanması mümkün değildi. Mevcut makina parkını ildeki yetkililer ihtiyaca göre kullanıyorlardı. Biz ilin imkanlarını takviye etmeye çalıştık, çalışıyoruz. Ayrıca Bakanlar Kurulu’na 1998 yılı başında teklif götürdüm. Köy Hizmetleri Bakanlığı kaldırılsın, bu teşkilatlar valiliğe bağlansın, ayrıca makina parkı alınarak takviye edilsin. İki veya üç Bakanlar Kurulu toplantısında bu mevzuyu müzakere ettik. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Bakanlığı kaldı. Ancak, 50 trilyonluk makina parkı alınmasına ve Gümüşhane benzeri illerin dozer, greyder vs. takviyesine karar verildi. E peki hani dozerler derseniz, bunlar yurt dışından alınacak. Bu sebeple uluslararası ihaleye çıkıldı. Bu sene sonu bu ihalenin biteceğini tahmin ediyorum. Satın alınacak makina parkı ancak 1999 yılında devreye girebilir.

Bizim ikinci eksiğimiz köy telefonlarıdır. Ekim ayı itibariyle 87 köyümüzde telefon tek bir hattır. Bu sene bu sayıyı azaltmaya çalışıyoruz. Uzun bir zaman Gümüşhane ihmal edilmiş. Bu eksiklikler nakit olarak büyük paralar icap ettirmiyor. Ancak vatandaşa direkt etki ediyor. Hizmeti alanlar bu varlığın farkında değiller. Hizmeti alamayanlar haklı olarak feryat ediyorlar. Şu anda Trabzon’dan ve başka illerden personel takviyesiyle bu işi süratlendirmeye çalışıyoruz.

Milli Eğitim, Yurtlar, Üniversite
Devlet Su İşleri
Devlet Karayolları
İstihdam, Sanayi, Silah Sanayii, Madenlerimiz
Olaganüstü Hal Kanunu
Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi



MİLLİ EĞİTİM

Gümüşhane Türkiye’de Burdur ilinden sonra okul ihtiyacı en az olan ildir. Yani nüfusuna ve öğrenci sayısına göre okul sayısı ihtiyaçtan fazla. Şu anda Türkiye 8 yıllık eğitimle sınıf başına öğrenci sayısını 30’a düşürmeye çalışırken Gümüşhane’de bu sayı 18 civarındadır. İlimizin nüfusuna göre okulumuz fazla görülmektedir. Biz buna rağmen okul yaptırmaya devam ediyoruz. 8 yıllık eğitimin gereği okul yapıldığı gibi, ileride üniversite kurulursa ilk önce bu binalardan istifade edilebilir diye yapılan bir çok okul teklifimiz dışında, Kelkit merkezde bir yatılı okul ili ile Gümüşhane merkezde Tekke’de inşa edilecek olan okulun muhtemelen bugünlerde ihaleleri tamamlanmış olabilir. Diğer okulları saymıyorum. Ancak Kürtün’de baraj altında kalan lise öncelik taşıdığı gibi daha bir çok yerlerde çok amaçlı liselere yer veriyoruz.

İlimizde Milli Eğitim’e ağırlık verilmiş, Anadolu Lisesi, Ticaret Lisesi, yatılı İmam Hatip Lisesi, yatılı Adalet Meslek Lisesi gibi birçok okul inşa edilmiştir.

YURTLAR

Ayrıca, öğrencilerin kalması için Vakıflar Yurdu, Karşıyaka’da Halit Zarbun Kız Öğrenci Yurdu (Sn. Halit Zarbun bu yurda ilave yaptırmıştır. Kendisine teşekkür ederiz). Bağlarbaşında önce 100 kişilik geçici bir yurt yaptırdık. Sonra yüksek öğrenim için yurtlar başlattık. Şu anda üçüncüsü ihale edildi. Ve keza 150 kişilik yurt ile çocuk yetiştirme yurdu ve anaokulu inşaatı devam etmektedir.

ÜNİVERSİTE

Türkiye şartlarında ilimizin alt yapısı yapılmış veya ihale edilmiştir. Eksiklerimizi de yukarılarda saydım ve tamamlamaya çalıştığımızı ifade ettim. Ancak eksiğimiz üniversitemizdir. Fakültelerimiz vardır. Fakat binamız yoktur. Gümüşhane’de yüksekokul için bir bina yaptırdık. Ayrıca fakülteler için Anadolu Lisesi için yaptığımız bir binayı tahsis ettik. Şu anda hukuken açılması mümkün mühendislik fakültelerimiz var. Ancak binamız olmadığı için açılamamakta. Türkiye’nin zengin illeri binalarını yapıp devlete teslim ediyorlar. Buyrun üniversite açın diyorlar. Bizim böyle bir şansımız yok. İşte bu sebeple Tekke’de ihale ettirdiğimiz okulu yatılı bölge okuluna verip, yatılı bölge okulunu üniversiteye devirle fakülteleri açmayı veya Tekke’deki okulu üniversiteye devretmeyi düşünüyoruz. Gümüşhane’de üniversite açıldığında ilçelerde de uygun fakülteler açılabilir. Nitekim Kelkit’te yaptırdığımız yatılı bölge okulunu ileride böyle bir ihtiyaçta kullanmak için düşünebiliriz ve düşünmekteyiz. Keza diğer ilçelerimizde de şimdi elbirliğiyle üniversite açılmasına uğraşalım. Zira devlet mevcut üniversitelere ödenek ayıramadığı gibi yenilerini açmaktan da kaçınmaktadır. Üniversite açmakta özel teşebbüs öncülüğü ele almış bulunmaktadır. 1999 yılı programına fakülte inşaatı için küçük bir ödenek konulmuştur.

Devlet Su İşleri
Devlet Karayolları
İstihdam, Sanayi, Silah Sanayii, Madenlerimiz
Olaganüstü Hal Kanunu
Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi


DEVLET SU İŞLERİ

Yapılanları tekrarla, yapılmakta olanları sayacağım.

Kelkit Irmağı dere ıslahı yapılmış, bilhassa Germürü, Dereyüzü, İlaç istikametinde büyük bir arazi kazanılmıştır. Torul’da Kale’ye kadar Harşit Çayı ıslah edilmiştir. Bir çok dere ıslahının yanında Kelkit ve Şiran’da birçok gölet yapılmıştır.

Kürtün Barajı ihale edilmiş, inşaatı önümüzdeki yıl sonu itibariyle bitecektir. Makina siparişleri yapılmıştır. 1999 ödeneği 34 trilyon liradır. Enerji barajıdır.

Şiran Koruluk Barajı ve su kanalları ihale edilmiş, inşaat devam etmektedir.

Köse Barajı ihale edilmiş, inşaat devam etmektedir. Burada bir hususu anlatmak istiyorum. Milletvekili seçilmeden önce, Köseliler benden bir nüfus memuru ile bir de sulama kanalı istediler. Sulama kanalı için yapılan etüdlerin menfi çıktığını ve bunun haksızlık olduğu ifade edildi. Biz milletvekili olunca Köse’de su ölçümünü başlattık, su ölçümü için asgari süre 20-25 senedir, bizim ise böyle sabrımız ve vaktimiz yok. Israrımız sonucu 5 sene sonra Köse’ye Baraj yapılması uygun görüldü. Proje çalışmaları başlatıldı. Altıncı sene çok yağış oldu. Hesaplar yenilendi. Buna göre gövde yüksekliği belirlendi ve proje yapıldı. Proje bitti-bitmedi, Planlama’dan geçti ve 1991’de ihale edilmek üzere Trabzon D.S.İ. Bölge Müdürlüğü’ne talimat verildiği bize bildirildi. Biz iş ihale edildi diye bilirken, bu ara seçim yapıldı. Seçimden sonra bütün ihaleler durduruldu. Biz iktidarı kaybetmiştik. İhale uzun bir aradan sonra gerçekleşti. Temelini atmak 1996’da Sn. Mesut Yılmaz’a nasip oldu.

Torul Barajı. Uzun zamandır uğraştığım bu barajın 1986’da yapılmak üzere Yeşil Dosyası hazırlandı. Ancak Kürtün Barajı ihale edildi. Torul Barajı Yap-İşlet-Devret’e bırakıldı. Daha sonra talip çıkmadı. Zira karlı bir baraj olarak görülmedi. Halbuki Kürtün Barajı ve ondan sonraki hidroelektrik santralleri için Torul Barajı şarttı. Bu defa iktidar olunca tekrar gündeme geldi. Sn. Enerji Bakanı ile görüştük. Bütçede nakit sıkıntısı vardı. Dış kredi ile ihale edelim dedi. Bizce de makuldü. Ve dış krediyle ihaleye çıkarıldı. Resmi Gazete’de ilan edildi. Ancak dış kredi işlemleri uzun sürmektedir. Şu andaki durumda 8 Aralık’ta müteahhitler için teklif vermenin son günüdür. Sonra bu teklifler D.S.İ ve Hazinece değerlendirilip en uygun firmaya verilecektir. Bu iş Türk ve yabancı ortaklıklarca yapılacaktır. Sizlere bu mektubu yazdığım esnadaki son durum böyledir.

Sadak Barajı. Kelkit’in sulaması iki barajla yapılmaktadır. Bunlar Köse ve Sadak barajlarıdır. Sadak Barajı sulama barajı olarak ilin en büyük barajıdır. 1998 yılı programına alınan bu barajın projesi 1998 yılı Eylül ve Ekim yıllarında ancak tamamlanabildi. Tasarruf tedbirleri sebebiyle ihalesi durdu. Ancak şimdi özel bir izinle ihale işlemlerine devam edildi ve ilanı yapıldı. 11 Aralık 1998 müteahhitlerin dosya vermesinin son günü, 21 Aralık 1998 idarenin ihaleyi kesinleştirmesinin son günü olarak ilan edildi.

Devlet Karayolları
İstihdam, Sanayi, Silah Sanayii, Madenlerimiz
Olaganüstü Hal Kanunu
Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi


DEVLET KARAYOLLARI

Bizim uğraşılarımızdan biri de karayolları oldu. İlimizin bütün karayolları zamanında yeniden elden geçti. Bizden önce 10 yıl, belki daha fazla bir zaman Trabzon ile 10 km mesafedeki Hacı Mehmet arası yolu yapıladurdu, bitmedi. 1984’de merhum Turgut Özal’ın gayretiyle yollar başladı. 1990’da bitmek üzere iken meşhur sel felaketine maruz kaldılar. Ve 1991’den sonra uzun bir zaman ihmal edildiler. Şimdi artık Torul-Tirebolu yolu bittiği gibi Trabzon-Erzurum yolu da bitti. Tirebolu-Torul arası 7 tünel, Torul-Gümüşhane arası 7 tünel. İlimizde karayolu yapmanın zorluğu meydanda. Ancak bu sayede karayolları tünel inşaatında ihtisas sahibi oldular.

Şiran-Alucra-Şebinkarahisar-Suşehri yolu bitti. Bu yola herşeyiyle sıfırdan başlamıştık.

Kelkit-Erzincan yolu çoktan ikmal oldu. Standartlarında tereddütlerimiz var.

Kelkit-Gümüşhane yolu Gökçepınar altına kadar asfalt. Diğer taraflar kısmen yapıldı. Yolun çatısı çıktı. Çok bir işi kalmadı.

Yağmurdere yolu Yayla Dere’ye kadar ıslah edildi, asfaltlandı.

İkisu Şiran yolu ihale edildi, inşaatı başladı.

Şiran-Çamoluk yolu ihale edildi, inşaatı başladı. Bu yol için izahat vermek istiyorum. Önce Alucra Şebinkarahisar’dan giden yolu programa koyup ihale ettirdik. O tarihte Şiran Belediye Başkanı Sabahattin Bey bu kadar zahmet çektiniz bari yolu Kelkit Çayı’nı takiben Çamoluk’a doğru yaptırsaydınız dedi. Ancak burada yol yoktu. Karayolu ağında değildi. Giresun ili hudutlarındaydı ve Sivas ili karayollarına bağlıydı. Biz buranın karayolu ağına alınması için bir çalışma başlattık. Ancak daha önce buradan bir köy yolu vurmak istedik. Bunun için de Çamolukluların Gümüşhane’ye bağlanma taleplerine sıcak baktık. Bu mümkün olmadı. Fakat biz bu yolu karayolu ağına aldırmaya, programa koymaya ve ihaleye çıkarma konusunda başarılı olduk. Bu suretle Bayburt’tan kalkacak arabalar, Köse, Kelkit, Şiran, Çamoluk üzerinden Kelkit Çayı’nı takiben, hiç dağ çıkmadan Ankara-İstanbul’a gideceği gibi icabında Erzurum’dan kalkan arabalar da kışın bu yolu tercih edebilirler. İleride Kop tüneli vurulması halinde yolun değeri birkat daha artacaktır.

Kırıklı-Köse Yolu. Bu yol, Köse Barajı ile otomatikman devreye girmiştir. Baraj projesi belli olmadan yolun projesi yapılamamıştır. Yolun baraja isabet eden kısmı baraj kapsamında öncelikle yapılıyor. Kırıklı’dan itibaren Kelkit yolu müteahhidinde ortada kalan 5 km’lik kısım ise, 1998 yılı programına aldırıldı. Henüz projesi bitti. İhalesi Resmi Gazete’de ilan edildi. Aralık ayında ihalesi kesinleşmiş olacak. Bu suretle Yağmurdere yolu hariç ilimizde yeniden ele alınıp yapılmamış yol kalmamıştır. Devlet 1984-1991 arasında paralı yollara kredi vermek suretiyle büyük imkan vermiştir. Türk parası olarak en büyük paralar Gümüşhane yollarına ödenmiştir. Arazimizin sarplığı buna sebep olduğu gibi ilimizde daha önce Karayolları’nın 1930’lu yıllardan kalan yolları olması da diğer bir sebeptir.

Kelkit-Şiran Yolu. Koruluk Barajı inşaatı bünyesine alınması söz konusudur, yakında bu mektup elinize geçmeden muhtemelen bu iş de çözülmüş olacaktır.

Karayollarını tamamlamadan bir iki hususta daha bilgi vermek isterim. Karayollarında olmayan Çalık-Salyazı yolu da ileride karayolu ağına alınabilir. Şimdi önümüzde yalnız Yağmurdere yoluyla bu yol var.

Köse-Bayburt yolunu ıslah ve asfalt yaptırdık. Şu andaki trafiğe yetmektedir. Ancak diğer yol bağlantıları ileride bu yolun da ıslahını zorlayacaktır.

Ayrıca Kop Dağı’nda, bizzat dağın üzerinde merhum Turgut Özal’la yaptığımız bir görüşme sonucu Kop Dağı’na tünel projesi emri verilmiş olup, bir 3 km’lik, bir de 9 km’lik, iki tane proje ve keşifleri hazırlandı. 3 km’lik tüneli uygun görmediğimizden ikinci proje yaptırıldı. İleride bütün doğunun karayolu sistemini değiştirecek Trabzon Limanı ile Kelkit Çayı vadisine ağırlık verecek bu projenin gerçekleşmesini görmek isterim. Bu tünel için çok gayret sarfettim. İnşalllah gerçekleşir ve ülkeme faydalı olur.

Demiryolu ayrı bir fasıl olmakla beraber bilgi için bu meseleyi de sunmayı uygun gördüm.

Trabzon,Tirebolu-Torul-Gümüşhane-Kelkit-Erzincan demiryolu fizibilitesi hazırlanmıştır. Bir sureti bendedir. Bu proje büyük tünellerle geçen Köse-Kelkit güzergahından sonra eskiden spikör dediğimiz eskiyoldan yine büyük tünelle Erzincan’a varan bir projedir. Bu projenin güncelleşmesi düşünülmektedir. Gelişen teknoloji de bunu icap ettirir. Bu demiryolunun adı Karadeniz daha doğrusu Trabzon-İskenderun Demiryolu’dur. Rusya ve Orta Asya Cumhuriyetleri ile Karadeniz arasındaki ticaretin gelişmesi bu yolun inşaatını gündeme getirebilir.

İstihdam, Sanayi, Silah Sanayii, Madenlerimiz
Olaganüstü Hal Kanunu
Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi


İSTİHDAM

Serbest pazar ekonomisinde istihdam devletin işi değildir. Bütün dünyadaki gidiş bu istikamette olup, devlet istihdamı komünist ülkelerin yıkılmasına sebep olmuştur. Ancak, devlet özel teşebbüs vasıtasıyla istihdamı kolaylaştırıcı ekonomik politikalar takip etmektedir.

Gümüşhane istihdamı yok mertebesinde bir ilimiz olup, bu sebeple de göç vermiştir ve vermektedir. Buna rağmen ilimizde ve ilimiz dışında birçok insanımızın iş bulmasına vesile olduğumuz da açıktır. Kürtün Barajı bir istihdam örneğidir. Bu barajda her gün için yüzlerce hemşehrimiz çalışmaktadır. Ayrıca yöreye değişik suretlerle istihdam imkanı getirmiştir. Keza, halen çalışan bütün inşaatlarda bu istihdam meydana getirildiği gibi ihale edilen işlerde de yeni istihdam imkanları oluşacaktır. Gümüşhane’de yaptırılan fabrikalarda, sanayi sitelerinde ilimiz ölçülerinde geniş bir istihdam imkanı olduğu gibi Gümüşhane içinde ve dışında binlerce gencimize de gerek devlette, gerek özel teşebbüste iş bulmalarında yardımcı olunmuştur.

Torul ve Sadak barajları yakında yeni istihdam imkanlarını bizzat ve dolaylı şekilde verecektir.

SANAYİ

Gümüşhane’de değil fabrika atölye denecek bir tesis dahi yoktu. Sanayide fevkalade geri kalmış bir ildir. Halen de bu mevzuda övünecek halimiz yoktur. Anavatan Partisi özelleştirmeyi öne almış, devlet eliyle fabrika yapmaktan kaçınmıştır. Türkiye çapında yaptığı 7-8 fabrikadan iyi kötü üç tanesini Gümüşhane iline yapmıştır. Bu hususta merhum Turgut Özal’ın bana gösterdiği anlayışı bir daha şükranla ifade etmek isterim.

Bunlardan bir tanesi Kelkit’te daha öncesi inşaası başlanmış, terkedilmiş bir tesisi yenileyerek burada kurduğumuz Kibrit Fabrikası. Gümüşhane’de Çimento Tesisleri ve Konfeksiyon Fabrikası’dır. Gümüşhane’deki tesisler özelleştirilmiş olup, Kelkit’tekiTekel’in elinde çalışmaktadır. Kelkit Kibrit Fabrikası’na yeni bir ünite ilavesiyle uğraşmaktayız.

Kelkit Küçük Sanayi Sitesi ikmal edilmiş, Gümüşhane Küçük Sanayi Sitesi de adeta beş kuruş verilmeden bitirilerek sanayicilere teslim edilmiştir.

Gümüşhane Organize Sanayi programa aldırılmış, arazisine karar verilmiş, istimlak işlemleri henüz Gümüşhane’de bitirilemediği için parası ödenmemiştir. Zaten arazinin büyük bir kesimi Hazine’ye aittir.

SİLAH SANAYİİ

Kürtün ilçemizde kaçak olarak tabanca yapılmakta idi. Acaba bunu meşru bir şekilde Makina Kimya adına yaptırma şansımız olabilir mi diye harekete geçtik. Tesadüf Makina Kimya’nın üst düzeyinde yöneticiler okul arkadaşlarımdı. Onlarla görüştük. Silah sanayiinin çok hassas bir sanayi olduğunu, kalite kontrol sebebiyle evlerde yapılmasının mümkün olmadığını, ancak av silahlarının bu yolla yapılabileceğini, bunun da kooperatif kurmak suretiyle yürütülebileceğini söylediler.

Daha sonra, Turgut Özal Amerikalılarla görüştü. Doğu Karadeniz’deki potansiyeli değerlendirmek istedi. Doğu Karadeniz’de birkaç ilde silah fabrikaları açıldı. Bunlar atölye halindeki küçük tesislerdir. Şu anda Kürtün’de silah imal eden bir tesis 2500’ün üzerinde toplu tabanca (magnum) imal etmiştir. Ancak çalışan işçi sayısı son derece sınırlıdır. Bu tesisi daha başka şeyler imal edebilecek bir tesis haline getirme ve istihdamını artırma düşünceleri vardır.

MADENLERİMİZ

Gümüşhaneliler madenler işlediği takdirde zengin ve müreffeh bir il olacaklarına inanırlar. Nitekim, merhum şairimiz Süleyman Faik Sungurlu bir şiirinde "Madenler işlesin, seyret düğünü" demek suretiyle Gümüşhane’lilerin duygusunu dile getirmiştir. Biz de milletvekili olunca bu işe ağırlık verdik. Gümüşhane’de M.T.A. yıllarca çalışma yaptı. Maden Kanunu değiştirildi, işletilmeyen sahaların elde tutulması zorlaştırıldı. Ülkemizin bir çok yeri gibi Gümüşhane’de de maden yatakları tespit edildi. Gerek bakır, gerek çinko, gerek taşkömürü ve linyit, gerekse krom Türkiye’nin başka yerlerinde de bol miktarda bulunmakta olduğundan özel teşebbüs işletmede arzulu olmadı. Gerçi buna rağmen birçok sahamız kapatıldı. Altın ise ilimizde Gümüşhane il merkezinin etrafında, çok yakın mesafelerde bir çok sahada tespit edildi. Ancak, çevreciler ile çıkan hukuki ihtilaflar sonucu şimdilik şirketler başladıkları çalışmalara ara verdiler. Akıbetini beklemekteyiz. Gümüşhane’de Gümüşhane ize masifi denen kırmızı granitin şu anda işlenme şansı olmamıştır. Çeşitli taş cinsleri üzerinde özel teşebbüs gayretleri devam etmektedir.

Olaganüstü Hal Kanunu
Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi


OLAĞANÜSTÜ HAL KANUNU

Kanunun adı bu değil. 1984’lerde kalkınmada birinci ve ikinci derecede iller ve bunlara tanınan öncelikler belli oldu. Ben o zaman hemşehrimiz, iş adamı Aydın Doğan ve merhum Vehbi Koç İstanbul Büyükada’da bir öğlen yemeğinde buluştuk. Gümüşhane’ye ne yapabiliriz diye fikrini almak istedim. Kendisi bana İtalya’nın deneyip başarılı olduğu gibi nakliyenin devlet tarafından yapılması durumunda, o bölgelere yatırım yapılabilir diye söyledi. Bize ümit vermedi. Yine iş adamı hemşehrimiz Temel Kaya bana bu bölgede yapılan işlerin vergisi bu bölgede yatırıma dönüştürülse önerisinde bulundu. Yani iş adamı vergi vermeyip yatırım yapacaktı. Ben daha bir çok zatla görüştüm. Gümüşhane’ye ne yapabiliriz diye devlet aracılığıyla bir kaç araştırma yaptırdım. Bunlarda bazıları D.P.T. kitapları olarak çıktılar. Bu teklifleri merhum Turgut Özal’a götürdüm. Vergi muafiyeti ve benzeri önerilere sıcak bakmadı. Gerekçe olarak "Biz o bölgelerden aldığımız vergilerden vazgeçeriz, çok küçük gelirlerdir. Ancak bir iş adamı gelirini o bölgede yaptığı işten gösterir, büyük şehirlerde yaptığı işten dolayı bize vergi ödemez, vergi toplayamayız diye korkarım", dedi. Aradan zaman geçti, benim öncülüğümde İstanbul’da Gümüşhane İşadamları Derneği’ni kurduk. Fahri başkanlığımızı Sn. Aydın Doğan, başkanlığımızı Sn. Kenan Aydın Bey kabul ettiler. Geçen yıl Sn. Kenan Aydın çekildi. Başkanlığı ısrarlarımız üzerine işadamı Sn. Temel Kaya kabul etti. Gümüşhane Ticaret Odası’nda toplantı yaptık. Temel Kaya Bey 1984-1985’deki tekliflerini tekrar gündeme getirdi. Ben Ankara’ya döndüm. Ve ilk Bakanlar Kurulu toplantısında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kalkınması için düşünülen öneriler arasına bu öneriyi teklif ettim.

Yukarıda 1984’den itibaren yaptığım görüşmeleri anlattım. Önerim teklif olarak iyi karşılandı. Ancak bazı bakan arkadaşlar, Gümüşhane’ye itiraz ettiler. Ben meseleyi tekrar Bakanlar Kurulu’na ilettim. Yine ihtilaf çıktı. Mesele Y.P.K’de görüşülsün dendi. Ve yapılan görüşmede Gümüşhane dahil edilmedi. Fakat fikrimiz kabul görmüş, diğer önerilerle birlikte Kanun Tasarısı halinde meclise sevk edilmişti. Ben durumu Gümüşhane İşadamları Derneği’ne bildirdim. Onlar bizim fikrimiz kabul edildi ya bu bizi mutlu eder dediler. Türkiye’nin başka geri kalmış yerleri bu düşünceden istifade edecek diye bana teselli verdiler. Daha sonra biz mücadeleden vazgeçmedik. Gümüşhane ve benzer iller bu kanuna dahil edildi.

Şimdi bu kanuna göre, Gümüşhane’de yatırım yapan ve 10’dan fazla işçi çalıştıran işyeri,

Belirli bir süre vergi vermeyecek.

Çalıştırdığı işçilerin sigortalarını devlet yapacak.

Kullandığı elektriğin parasının yarısını devlet ödeyecek.

Uygun Hazine arazisi bulursa ücret ödemeden tesisini bu araziye yapabilecek.

Biz bu kanuna çok sevindik. Bazı teşebbüsler olmakla beraber şu ana kadar Hemşehrilerimizin bu kanundan istifade ile ilimizde başlattıkları tesislerine tesadüf etmedik. Gerçi bazı teşebbüsleri var. İşte göçü önlemek için ve ilimizde üretim yapmak için ümidimiz bu kanunda ve işadamlarımızda.

Kültür, Spor, Turizm, Hava Meydanı
Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi


KÜLTÜR SİTESİ

Gümüşhane Merkez’de 1991’den önce Kültür Sitesi arazisi istimlak edilmiş, 1997’de hükümet olunca 1998 programına konulmuş ve ihalesi yapılmıştır. Kelkit ve Şiran ilçelerimiz için Kültür Bakanlığı’nca halk kütüphaneleri Devlet Planlama’ya teklif edildi. 1999’da Planlama’da kabul edilmesine gayret ediyoruz.

SPOR

Gümüşhane İl Merkezi’nde 1991’den önce stadyum inşaası için istimlak gerçekleştirilmiş, temin edilen bir parayla, 1998 yılında ihalesi yapılmış ve ayrıca programa teklif edilmiştir. 1997 yılı birim fiyatlarıyla stadın dere tarafındaki istinad duvarı 150 milyar liraya D.S.İ. tarafından ihale edilmiştir. Gümüşhane Merkez’de kapalı spor salonu inşaatı henüz devam etmektedir. Kelkit kapalı spor salonu teklif edilmiştir. Zigana Dağı’ndaki spor tesisleri spor ve turizm için birlikte değerlendirilmektedir. Torul kapalı spor salonu faaliyete geçirilmiştir.

TURİZM

İlmizde yayla turizmi için Zigana Dağı turizm merkezi ilan edilmiş, parselasyonu yapılmış, Turizm Bakanlığı’nca ihaleye çıkarılmış, ancak bugüne kadar resmi kuruluşlardan başka otel yapmak için müracaat eden olmamıştır. Biz bu dağda daha önce başlatılan ve terkedilen bir tesisi kayak merkezi olarak yaptırıp telesiyej tesisleri ile hizmete sunduk. Ancak yeterli bir turizm merkezi olması için özel teşebüsün alaka göstermesi şarttır.

Karaca Mağarası’na ağırlık verilmiş, mağara ve çevresiyle Şiran-Tomara Şelalesi çevresi ve yolu Turizm Bakanlığı programına alınmıştır. Ayrıca Kürtün-Erikbeli (Elikbeli) ve Sazalan Trabzon’dan eklenen bölgelerle iki il arasında turizm alanı olarak ilan edilmiş ancak hiçbir tesis henüz yapılmamıştır.

Gümüşhane’de her müesseseye misafirhane imkanı getirilmiştir. Bunu bilerek yaptık. Çünkü bir zamanlar gelen yolcu ve misafirlerin yatacak yer bulmaları mümkün değildi. Gerçi bu suretle otelcilere zarar verdiğimizi ve serbest pazar ekonomisine aykırı hareket ettiğimizi inkar edemeyiz.

HAVA MEYDANI

Hava meydanı işine Bayburt bizden ayrılmadan önce başladık. Salyazı civarında hava meydanı arsası istimlak ettik, 1176 metre uzunluğunda bir pist yaptık. Bir kaç defa sayın bakanlarımızla da bu meydana geldik ve kalktık. Şimdi bunu 3 km’ye uzatma gayreti içindeyiz. Ancak kabul etmek lazım ki; Bayburt ayrılınca bu hava meydanı ilin kenarında kaldı.


Tarım, Kadastro, Orman
Belediyeler ve İl Özel İdaresi


TARIM

İlimizde bir şeker fabrikası yaptırabilir miyiz diye daha önceki yıllarda etüd yaptırdık. Bize verilen raporda Alucra, Şiran, Kelkit, Köse, Bayburt bir ekim alanı kabul edildiğinde ve sulamalar bittiğinde 300 bin dönüme pancar ekilme şansı vardır. Bu küçük bir şeker fabrikasını çalıştırabilir. Ancak sulamalar bitmeden bir şeker fabrikası yapılması mümkün değildir dendi. Biz de sulamalara ağırlık verdik.

İlimizde 1998 yılında Erzincan’a bağlı kuşburnu şubesi kuruldu. Bunu müstakil bir şube haline getirmeye çalışıyoruz. İşlemlere devam ediyoruz. Keza bu işle ilgili bir kuşburnu fidanlığı tesisine çalışıyoruz.

FAO (Birleşmiş Milletler Gıda Teşkilatı) ile yaptığımız işbirliği sayesinde kuşburnu ve sair sahalarda Gümüşhane ili FAO programına alındı. Ceviz ve hayvancılık, ayrıca Kelkit, Şiran, Köse için sanayide kullanılan bir badem dikimi üzerinde durulmaktadır.

Yıllardan beri Kuşakkaya ve Demokrat Gümüşhane gazetelerinin öncülüğünü yaptığı kırsal kalkınma kapsamına Gümüşhane alınmıştır. Bu da malum bir Dünya Bankası Projesi’dir.

KADASTRO

İlimiz kadastro çalışmalarında çok eksiğimiz vardır. 1998 yılında Gümüşhane pilot il olarak ilan edilmiştir. Birçok köyümüzde bunun getirdiği sürat fark edilmiş olsa gerek vatandaşlarımız tapularına kavuşmuştur. Pilot il çalışması devam etmektedir.

ORMAN

Gümüşhane ili orman açısından orta derecede bir zenginliktedir. Kürtün ilçesi Gavras serisinde Avrupa’nın ve Türkiye’nin en uzun ağaçları bulunmaktadır. Burası tabiat abidesi olarak ilan edilmiş, bu ağaçlar korumaya alınmıştır. Şiran ve Torul ilçeleri arasında bulunan Abdal Musa tepesi 3350 metre ile Gümüşhane’nin en yüksek tepesi olup, üzerinde buzul vardır ve sayısız göl bulunmaktadır. Bu dağdan akan bütün sularda alabalık bulunmaktadır. Çok yüksek olduğu için ıssızdır. Ve insan ayağı değmemiştir. Bu dağı ve çevresini tabiat parkı olarak ilan ettirip, korumaya alıyoruz. Zigana Dağı’nda orman içinde güzelliğiyle meşhur Küçük Gölü ve çevresi Orman Genel Müdürlüğü’nce 1988’de koruma altına alınmıştır.

Giresun’dan ilimize bağlanan Günyüzü köyü sebebi ile, daha önce Giresun’a devredilen 55 bin dönüm birinci sınıf orman tekrar ilimize kazandırılmış ve müstakil bir işletme kurulmuştur.


Belediyeler ve İl Özel İdaresi


BELEDİYELER VE İL ÖZEL İDARESİ

İl Özel İdaresi’ne ve bilhassa belediyelere her zaman destek olduk. Şu anda Öbektaş Belediyesi hariç belediye yatırımlarının arkasında Sungurlu’nun desteği yok denilemez. Kaldı ki; belediyelerin Devlet Planlama’dan geçen büyük yatırımları da bizzat takibimle gerçekleşmiştir. Belediyelere yaptığımız destekleri tek tek saymıyorum. Öbektaş Belediyesi’ne yardımım dokunmadı derken Öbektaş Belediyesi’ne her türlü hizmette desteğimin varlığı ayrı bir husustur. Belediyeler ve il özel idarelerine Erzincan zelzelesi kanunu sebebiyle büyük desteğimiz oldu. Erzincan zelzelesi olduğunda iktidarı yeni kaybetmiştik. Meclisin çalışma tarzını biliyordum. O günkü Gümüşhane’deki idareciler ve memurlar iyi bilirler, Gümüşhane’yi Kelkit-Söğütlü köyündeki camide ölen 6 kişiyi de esas alarak felaket bölgesi gösterdik. Felaket Kanunu kapsamına aldırdık. 5 yıl müddetle gerek İl Özel İdaresi, gerek bütün belediyeler 3 misli para aldılar. Daha sonra bu süre bir yıl uzatıldı. Bu sürede Gümüşhane’ye trilyondan fazla para belediyelere ve İl Özel İdare’ye bu Eylül ayına kadar aktı. Ayrıca memur ve esnafın bundan istifadesi oldu.

Gümüşhane’nin idari taksimatını değiştirdik. Türkiye’ye yeni iller kuruluyordu. 1926 yılında Erzurum’dan ayrılıp Gümüşhane’ye bağlanan Bayburt rahatsızdı. Uyum sağlayamıyordu. Kelkit ve Şiran’dan gelen heyetler Bayburt’un ayrılması hususunda ilave ısrar ve taleplerde bulunuyorlardı. Türkiye’de yapılan yeni illere Bayburt da ilave edilmek suretiyle Gümüşhane’den ayrıldı. Yeni ilçeler yapmak için bütün iller ve milletvekilleri yarışıyordu. Gerek Bayburt’a gelerek, Gümüşhane’de yeni ilçe kurulması talepleri had safhaya ulaşmıştı. Bayburt ve Kelkit’ten gelen milletvekili arkadaşlarımın da imzalarını ve parti teşkilatlarının rızalarını alarak Köse’de, Aydıntepe’de ve Demirözü’nde üç yeni ilçeyi Meclis’de son anda kurduk. O günkü hükümet bize istediğimiz kadar ilçe kurması yetkisi vermesine rağmen biz ölçülü davrandık. Komşu iller yeni ilçe kurabilmek için gayret ederken biz hasis davrandık. Daha sonra yine ilde görüşünü alabileceğimiz bir çok hemşehrimizle görüşmek suretiyle Kürtün’de bir ilçe kurduk. Kürtün o bölgenin genel adıdır ve Türklerle birlikte gelen bir isimdir. Harşit ise şehrimizde akan ırmağın adı olup, 4000 sene önceki kayıtlarda da vardır. Özkürtün beldesinin de bu isimle kurulmasını uygun gördük. Biz bu hususta rızalarını almıştık, ancak daha sonra Özkürtünlüler bundan rahatsız oldular ve isimlerini değiştirdiler. Şimdi de Özkürtün’ün ilçe olması için bir kanun teklifi hazırlattık. Meclise verdik. İçişleri Bakanlığı’yla irtibat sağladık. Ancak ekonomik sebeplerle yeni bir ilçe kurulmasının şu andaki zorluğunu görüyoruz. Keza, Şiran-Yeşilbük’de bir ilçe talebi olup, bu talep İl Genel Meclisi’nde şu ana kadar müsbet olarak karşılanmamıştır.

Bu sene yeniden 5 köyümüz belde olmuştur. Bunlardaki gayretlerimiz bellidir. (Kaş-Gümüşgöze-Deredolu-Arzular-Altınpınar). Zigana’nın maalesef bütün gayretimize rağmen belde olmasını temin edemedik. İnşallah bu da bize nasip olur.

Tekke ve Özkürtün beldeleri ile diğer Söğütlü, Öbektaş beldelerinde de emeğimiz aşikardır.


Sonuç: Oylarınız ziyan olmadı


SONUÇ: OYLARINIZ ZİYAN OLMADI

Sevgili Hemşehrilerim;

Şöyle bir bakınız. Bizim ilimizde 1983’den önce ne vardı, 1983’den sonra ne yapıldı? Ve kim iktidarda iken yapıldı? Ülkemize kim ne yaptıysa Allah ondan razı olsun. Ben Gümüşhane’nin hep iyi temsilcilerle temsil edildiğine inanıyorum ve biliyorum. Hepsini takdir ediyorum. Bizim yaptıklarımızı da yeterli görmüyorum. Misal olarak, dünyanın bugün ulaştığı yerde her mahallede bir spor sahası var. Biz ilimize yaptığımız, ilçelerimize yaptırdığımız spor sahalarıyla övünüyoruz. Ancak bizim yaptıklarımızı ve çalışmalarımızı inkar etmek de mümkün değildir. Yatırımlar yerine göredir. En büyük parayı barajlar tutar. Kürtün Barajı ve şimdi yeni ihale edilmekte olan Torul Barajı enerjji barajlarıdır. Bunları takip eden Sadak-Şiran-Köse barajları sulama barajlarıdır. Bunlardan sonra en büyük parayı yollar tutar. İlimizin arazisi zordur. Yol inşaatı son derece masraflıdır. Bütün ilçelerimize yeniden baştan birkaç tane yol vurulmuş veya vurulmaktadır. Bütün bu hizmetler ağırlıkla ilçelere yapılmıştır. İl merkezi bu büyük yatırım şansından mahrumdur. Yapılan 3 fabrikanın biri Kelkit’e, ikisi Gümüşhane’ye yapılmıştır. İl merkezinde yapılan okul ve resmi daireleri toplasan hepsi bir baraj etmez. Yapılan işler ihtiyaçlara göre yapılmıştır. İlimizin tüm nüfusu itibariyle sen-ben kavgası yapmaya müsait değiliz. Bazı yerlerde küçük politikacılar halkımızın arasına nifak sokarak Sungurlu şuraya çok hizmet etti, şuraya az hizmet etti diye ayrım yapmaktadırlar. Ben kimseyi kötüleyerek hayatta politika yapmadım. Hepiniz şahitsiniz. Halkın sevgisini kazanamayanlar, beni kötüleyerek nifak ile bir yere varamazlar. Ben Türkiye’de Edirne’den Kars’a kadar ayrım yapmayan, tarafsızlık ve adaletimle tanınan bir kimseyim. Bu husustaki iddiaları hemşehrilerimin insafına bırakıyorum. Tarihimiz ve kültürümüz ileridedir. Türkiye’nin her yerinde ülkenin harcı olan insanlarımız var, biz onlarla övünüyoruz. Ancak Gümüşhane’de de el birliği, gönül birliği şarttır.

Sevgili Hemşehrilerim;

Şu anda Gümüşhane’de devam eden inşaatlar, ağırlıkla 1991’den önce programa koydurduğumuz işlerden arta kalanlardır. İnanın sektör-sektör, inşaat-inşaat yazmakla bitmez. Her birinin arkasında uzun bir hikaye vardır. 1996’da kısa iktidarımızda bir iki işi organize ettim. 1997’de yeniden iktidar olunca kolları sıvadım. 1997 ve 1998 yılında ihaleli yapılan işleri başlattık. 1999’da Gümüşhane yine bir şantiye haline dönecek. İmkanımız olsa da bunları hep beraber gezip görebilsek. Hatta keşke her birinin hikayesini yazabilse idim. Ancak sizi yorduğumu biliyorum. Birçok sektörde yaptıklarımı sizi daha fazla bunaltmamak için yazmaktan kaçındığımı bilmenizi isterim.

Bütün bunları yaparken tatil yapmadım. Özel yaşantım olmadı. Ancak zevkle, şevkle yapıyorum. Elime geçen hiçbir imkanı kullanmamazlık yapmadım, hakka hukuka riayet ettim. Ama tekrar söyleyeyim ki; bütün Türkiye’ye hizmeti esas aldım. Adalet Bakanlığı’ndaki çalışmalarım daha yıllarca istifade edilecek, söylenecektir. Çok kısa olan Milli Savunma Bakanlığı’nda da milletime hayırlı hizmetler yaptığıma inanıyorum.

Size layık olmaya çalıştım. Sizin şerefinizi, şerefim bildim. Şunu bilin ki oylarınız ziyan olmadı. Çoğaldı, büyüdü, helal oldu. Gümüşhane T.B.M.M’de ve Türkiye’de ve zaman zaman da yurt dışında temsil edildi ve temsil edilmektedir. Silahlı Kuvvetlerimiz’e hizmet de beni ayrıca onurlandırmıştır.

Cumhuriyetimizin 75. yılında Gümüşhane’nin yatırımlarının özetini sizlere vermeye çalıştım. Umuyorum ki bu yazdıklarım yalnız sizlerin bilgi sahibi olmanızı sağlamayacak aynı zamanda da görevlilere ışık tutacaktır.

Cenab-ı Allah fırsat verdi, yardım etti; şükürler olsun. Sizler de bana destek oldunuz, imkan verdiniz; sağolun.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

25.11.1998

Mahmut Oltan SUNGURLU
Bu web sitesi Süleyman Faik Sungurlu ve Hatice Sungurlu hatırasına yapılmıştır.