Sevgili Vatandaşlarım,
Adalet Bakanlığı 1997 yılı Temmuz ayından itibaren, insan hakları konusunda, ülkede eksikliği görülen hususları tespit etmiştir.
Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun başlattığı bu çalışmada neler yapılması gerektiği de tespit edilmiştir.
Size sunulan hususlar pembe dosya adı ile adlandırılarak, ilgili birimlere dağıtılmış ve kamu oyuna açıklanmıştır. Eksikliğin giderilmesi için çalışmalar başlatılmış, görev taksimi yapılarak ekipler oluşturulmuş ve bir kısmı yerine getirilmiştir.
Diğer bakanlıklar ve birimlerle iş birliği yapılmış ihtilaflar giderilmeye başlanmıştır. Adalet Bakanı önerisi olan genelge 26 / 2 /1998’ de sayın Başbakan Mesut Yılmaz tarafından yayınlanmış ilgili birimlere kesin bir talimat olup, Türkiye’ nin bugünki şartlarında son derece önemli bir aşamadır. Ekte takdim edilmektedir. Keza Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’ nun ekteki örnekte takdim edilen 7.5.1991 tarihli genelgesi yenilendiği gibi, 7.10.1997 tarihli ve 6.3.1998 tarihli genelgeleri de teşkilata yayınlanmıştır.
Türkiye’ deki bu çalışmalardan bilgi sahibi olunması ve önerilere açık olduğumun kamuoyunda bilinmesi açısından bu çalışmaların ana hatları internette yayınlanmıştır.
Mahmut Oltan SUNGURLU
KANUN ÇALIŞMALARI (Yasa ve Anayasa)
Sayı : CİGM. – 6 – 50 ANKARA
Konu: İnsan Hakları 7 / 5 / 1991
..........................................CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
I. Bilindiği üzere Anayasamız’ın 17/3. Maddesinde, “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan hassasiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.“ hükmü yer almıştır. Bu şekilde işkence ve eziyet yapılması, insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muamele, Anayasamız’ın Yasama, Yürütme, Yargı organlarını idare makamlarını da bağlayan Anayasa Hükmü ile yasaklanmıştır.
1.1. Nitekim Türk Toplumunun gelenek ve örfüne başlangıçtan itibaren aykırı olan “ işkence “ uygulaması 1924 tarihli Anayasamız’ın 73. Maddesinde 1961 tarihli Anayasamız’ın 14/3. Maddesi ile de yasaklanmış bulunmaktadır.
1.2. Anayasa’larımızda yer alan ve yukarda açıklanan emredici, bağlayıcı hükümlere uygun olarak, işkence ve fena muamele yapılması, 1 Mart 1926 tarihli 765 sayılı Türk Ceza Kanununda suç ayılarak 243 ila 251. Maddelerinde r’sen takibi müstelzim suç kabul edilerek cezalandırılmıştır.
II. Diğer taraftan hiç kimsenin işkenceye, zalimane, gayri insani haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulması özellikle ikinci dünya harbinden sonra uluslar arası düzeyde yürürlüğe konulan belgelerde ve sözleşmelerde yer aldığı gibi, uygulamanın takibi amacı ile kontrol mekanizmaları da kabul edilmiştir.
Ülkemizinde taraf olduğu bu belgeler şunlardır;
2.1. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 10.12.1948 tarihli 217 (III) sayılı kararı ile kabul edilen, “ İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi “ nin 5. Maddesinde “ Hiçkimse İşkenceye Zalimane, Gayri İnsani, Haysiyet Kırıcı Cezalara veya Muamelelere tabi tutulamaz” denilmektedir. ( Bakanlar Kurulunun 6.4.1949 tarihli 9119 Sayılı kararı ile kabul edilmiştir. 27.5.1949 gününü 7217 Sayılı R.G.Düstür tertip 3. Cilt 30.say.1019)
2.2. İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi: (4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da düzenlenen sözleşme 10.3.1954 gün ve 8662 Sayılı R.G. Düstur, tertip 3. Cilt 35. Say. 1567) Anılan Sözleşme’nin 3. Maddesinde, “ Hiç kimse insanlık dışı yada onur kırıcı ceza ve işlemlere tabi tutulamaz” hükmü yer almıştır. Sözleşmenin 15 / 2 maddesine göre işkence yapma yasağı mutlak olup, savaş sonucu vuku bulan ölüm hariç hiçbir şekilde bu yükümlülüğe aykırı tedbir alınamayacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeşi’ nin önemli bir özelliği de işkence yasağı dahil olmak üzere Sözleşmeyi onaylayan Devletlerin bu Sözleşmede yer alan hükümlere aykırı davranışta bulunup, bulunmadıklarının bir nevi yargısal kontrole tabi tutulmasıdır.
Nitekim, bu şekilde:
2.2.1. Her hangi bir devlet, diğer sözleşen devletin, mesela sözleşme’ nin 3. Maddesinde yer alan işkence, insanlık dışı yada onur kırıcı ceza ve işlem yapma yasağına uymadığından bahisle sözleşme’nin 24. Maddesi gereğince Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna baş vurması mümkündür.(Devletten devlete Şikayet)
2.2.2. Ayrıca kişiler, hükümet dışı kuruluş veya özel kişilerden oluşan gruplarda aynı şekilde sözleşme’nin 25. Maddesi gereğince, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na baş vurabileceklerdir.(Kişisel başvuru Türkiye 22.1.1987 tarihli 87/11439 Sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kişisel başvuru hakkınıtanımıştır.)
2.2.3. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ nin gerek 24. Maddesine göre yapılan kişisel baş vuru üzerine Avrupa İnsan Hakları Komisyonunun Sözleşme’ nin 28 ve 30. Maddelerine göre iş dostane çözüm ile sonuçlanmaması durumunda, 31. Maddeye göre Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne sumak üzere hazırladığı raporla ilgili konunun Sözleşme’ nin 48. Maddesi gereğince Avrupa İnsan Haklar Mahkemesine intikal etmesi de mümkün bulunmaktadır.
2.2.4. Bu şekilde gerek Sözleşmenin 24 ve 25. Maddeleri gereğince yapılan şikayetler üzerine Avrupa İnsan Hakları Komisyonunca hazırlanıp 31. Madde gereğince Bakanlar Komitesine sunulan rapor dolayısıyla, Bakanlar Komitesince Sözleşme’ nin ihlal edilip edilmediğine dair 32.madde gereğince alınacak karara; gerek işin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine intikal etmesi halinde, Mahkemenin 50. Maddesi hükmü dairesinde alacağı kesin karara taraf devletlerin uyması zrunlu bulunmaktaır. (Sözleşme’nin 32. Ve 53. Maddeleri)
III. Kişi’nin temel hak ve hürriyetlerini koruyan yukarıda işaret olunan belgelerden ayrı olarak, işkence, fena muamele veya cezalandırmanın önlenmesi istikametinde Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler bünyesinde mahsus Sözleşmeler hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur.
3.1. İşkencenin ve Gayri İnsani yada Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi. (25.2.1988 tarihine 3411 Sayılı Kanunla onaylanmış metni 27.2.1988 tarihli 19738 Sayılı R.G.’de yayınlanmıştır. )
Sözleşme ile getirilen ana esaslar şunlardır;
3.1.1. İşkencenin ve gayri insani muamele veya cezalandırılmanın önlenmesi istikametinde çalışmak üzere bir Avrupa Komitesi teşkil olunmaktadır.(madde 1)
3.1.2. Sözleşmenin uygulanmasında komite üye ülkelere ziyaretler yaparak hürriyetleri kısıtlanmış kişilerin durumlarını mahallerinde inceleyecek, üye ülkeler bu ziyaretlere müsaade edecektir. Komite ile üye ülke Milli Makamları iş birliği içinde çalışacaktır.(madde 2,3)
3.1.3. Komite hürriyeti tehdit edilmiş kişilerin bulunduğu yerlere periyodik olmayan ziyaretler düzenleyebilecektir.(madde 7)
3.1.4. Sözleşmeye taraf olan devlet, ülkesini bu ziyarete açık tutacak, komite üyelerine seyahat hakkı tanıyacaktır.
3.1.5. Hürriyeti tehdit edilen kişilerin muhafaza edildiği yerler hakkında tüm bilgileri verecek ve bu yerleri sınırsız bir şekilde ziyarete açık tutacaktır.
3.1.6. Komite, hürriyeti tehdit edilmiş kişilerle özel olarak görüşebilecek; bilgi alabileceğine inandığı herhangi bir kişi ile serbestçe muhabere edebilecek ve gördüğü taktirde ülkenin yetkili mercilerine müşahedelerini hemen bildirilecektir.(madde 8)
3.1.7. Sözleşmenin 8. Maddesinde öngörülen ve yukarıda işaret olunan ziyaret ve görüşme taleplerine karşı, ziyaretin yeri ve zamanına karşı “ istisnai” olmak kaydı ile ilgili ülkeler komiteye karşı beyanda bulunabileceklerdir. Bu hususlar sözleşmenin 9. Maddesinde aşağıdaki gibi belirtilmiştir.
Kişilerin hürriyetlerini tehdit edildiği yerlerde ciddi karışıklık bulunulması;
Milli Savunma,
Kamu güvenliği
Kişinin sağlık durumu ve
Ciddi bir suça taalluk eden acil sorgulama,
Halleridir.
3.1.8. Komite, yapacağı her ziyaretten sonra, ilgili tarafın verebileceği görüşleri de dikkate alarak, ziyaret sırasındaki tespitleri ve tavsiyeleri hakkında bir rapor hazırlayarak ilgili ülkeye gönderecektir. Komite, gerekli gördüğü taktirde hürriyetleri tehdit edilmiş kişilerin durumlarında iyileştirmeleri önermek maksadı ile ilgili taraf ile istişare edebilecektir. Komitenin iyileştirme konusundaki tavsiyelerinin taraf ülkece yerine getirilmemesi halinde Komitenin üçte iki çoğunlukla alacağı karar üzerine kamuya açıklama yapacaktır.(madde 10)
3.1.9. Komite tarafından toplanan bilgiler, Komite raporu ve ilgili tarafla yapılan müzakerelerde gizlilik esas olacaktır. Rapor, ancak ülkesine ziyaret yapılan ilgili ülkenin arzu etmesi halinde, bu ülkenin yapacağı yorumlarla birlikte yayımlanabilecektir. (madde 11)
3.1.10. Komite üyeleri, uzmanlar ve diğer kişiler edindikleri bilgileri, gerek görevleri sırasında ve gerek görevlerinin sona ermesini müteakip gizli tutmakla yükümlüdür. (madde 13)
3.2. İşkence ve diğer zalimane, gayri insani veya küçültücü muamele veya cezaya karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (21.4.1988 tarihli 3441 Sayılı kanunla onaylanmış, Metni 10.8.1988 tarihli 19895 Sayılı resmi gazetede yayımlanmıştır.)
Türkiye, Avrupa Sözleşmesinin hemen ardından bu defada aynı konu da Birleşmiş Milletler düzeyinde gerçekleştirilen Sözleşmeyi de onaylamıştır.
Bu Sözleşmenin esasları da kısaca şu şekilde özetlenebilir:
3.2.1. Sözleşme geregince, taraf ülkeler işkence olaylarını önlemek için etkili, kanuni, idari, adli veya başka tedbirleri alacaktır.(madde 2)
3.2.1. Taraf Devletler, Nezarete Alma, Tutuklama, Hapsedilme, sorgulama işlemleriyle görevli olarak veya ilgili personeline işkencenin yasaklanması( sivil, asker, tıp personel, kamu görevlisi) ile ilgili eğitim verecek, bu konu eğitim programına alınacaktır.(madde 10/1)
3.2.2. Bu gibi personelin görev ve yetkilerine dair yayınlanan kural ve talimatlarda işkence yasağı dahil edilecektir. (madde 10/2)
3.2.3. İşkence yapılarak alındığı tespit olunan herhangi bir ifadenin, bizzat işkence yapılan için delil olarak kullanılması hariç, herhangi bir kavuşturmada delil olarak kabul edilmemesi sağlanacaktır. (madde 15)
3.2.4. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi de, Avrupa Avrupa Sözleşmesinde olduğu gibi, bir işkencenin Önlenmesi Komitesi teşkilini öngörmektedir.(madde 17)
3.2.5. Sözleşmeye taraf olan devletler, bu Sözleşme ile üstlendikleri yükümlülükleri ne suretle yerine getireceklerine dair aldıkları tedbirleri Komite’ ye bildirecektir.(madde 19) ( Türkiye 1990 yılı Ekim ayında bu mükellefiyetini Cenevre’de yerine getirmiştir.)
3.2.6. Komite, bir taraf devlet ülkesinde işkencenin sistematik bir şekilde uygulandığına dair inandırıcı bilgi alınması halinde ilgili devleti gözlemlerinin sunmağa davet edebilecektir. Komite gerekli görür ise gizli bir soruşturma yapabilecektir. Bu durumda ilgili devlet iş birliği yapacaktır. Soruşturma gizli olacak ve ikmalinden sonra ilgili devlete istişare edildikten sonra, sonuçların Sözleşmenin 24. Maddesi hükmü dairesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Taraf devletlere verilecek raporda özet olarak yayınlanmasına karar verebilecektir.(madde 20)
IV. İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerine Saygı gösterilmesi, Avrupa’da bloklar arasında gerginliğin azaltılması, soğuk savaş döneminin sona erdirilmesi Avrupa’da yakınlaşmanın sağlanması amacı ile 1975 yılında ülkemiz dahil, 34 Avrupa Ülkesinin Helsinki’de imzaladığı Helsinki Nihai Senedinin VII. No’ lu prensibinde de vurgulanmıştır.
Bu çerçevede yapılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferanslarından sonuncusu 19.21 Kasım 1990 tarihlerinde Ülkemizle birlikte 34 Avrupa ülkesinin katılması ile Paris Zirvesi adı altında yapılmıştır. İştirak eden Ülkeler Devlet yada Hükümet Başkanları tarafından “ Yeni Bir Avrupa İçin Paris Yasası” adı ile imzalanan metinde, yeni Avrupa için temek kabul edilen ilke ve esaslar arasında kişinin temel hak ve hürriyetleri ön planda tutulmuş ve “ İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü” maddesi başlığı altında; “ hiç kimsenin keyfi tutuklamaya yada göz altına alınmaya, işkenceye veya diğer zalimane, insan onuruyla bağdaşmayan yada aşağılayıcı muameleye veya cezaya tabi tutulmayacağı” ilkesi bir kere daha vurgulanmış bulunmaktadır.
V. Yukarıda I ve II. Nolu paragraflarda izah edildiği üzere, gerek Anayasamız’ ın ilkeleri ve gerek iç hukukumuz kişinin temel hak ve özgürlüklerini üstün tutmuş ve bu arada işkence ve kötü muameleyi 1926 yılından itibaren müstakiller suç saymış ve cezalandırmıştır. Bu çerçevede yukarıda III ve IV paragraflarda işaret olunan Uluslar arası Sözleşmeler’ de Türkiye tarafından usulü dairesinde onaylanmış olduğu cihetle, Anayasamız’ ın 90. Maddesine göre iç hukukumuz yönünden kanun hükmünde bulunmaktadır.
VI. Yukarıdan beri izah edildiği üzere Türkiye; gerek Anayasal ilke ve esaslar ve iç mevzuatı gerek uluslar arası düzeyde Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi Üyesi sıfatı ile taraf olduğu Statü ve Sözleşmelerde kabul ettiği ilke ve esaslar bakımından insan haklarını üstün tutmuş, kişinin temel hak ve hürriyetlerinin idamesi ile ilgili kontrol mekanizmalarını da kabul etmiştir.
Bu uygulama ve gelişmeler tarihi seyri içinde Ulusumuzun karakterine, örf, adetine uygun olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Dünya Milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olduğuna dair Anayasamız’ ın başlangıç kısmında yer alan ilkeye ve insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğuna dair tanımlamaya da mutabık bulunmaktadır.
Hal böyle iken; bir süreden beri Ülkemizde İnsan Haklarına saygı gösterilmediği, nezarete alınan kişilere yasal haklarının tanınmadığı, işkence ve fena muamele yapıldığı şeklinde yurt dışında ve yurt içinde iddialar ileri sürülmektedir. Kanunlarımıza göre suç teşkil eden bu gibi iddia ve şikayetler üzerine soruşturma yapmakla yetkili mercilerimizin usul ve kanun hükümleri dairesinde derhal tahkikata tevessül etmeleri veya şikayeti soruşturma ve kavuşturma ile yetkili makamlara intikal ettirilmesi sureti ile ileri sürülen iddialar dolayısı ile kanuni gereğinin yapılması iç hukukumuzun bir gereği olduğu cihetle adli mercilerimizden alınan bilgilere istinaden ileri sürülen iddiaların karşılanmasına çalışmakla birlikte bazı ahvalde Ülkemizin oynadığı Sözleşmelerde üstlendiği taahhütleri çerçevesinde kabul ettiği kontrol mekanizmaları da işlemeye başlamış bulunmaktadır.
Bu itibarla, işkence, haysiyet kırıcı cezalandırma ve fena muamele iddiaları karşısında şikayetin derhal kavuşturma ve soruşturma ile ilgili makamlara intikal ettirilerek süratle sonuç alınması gerektiği gibi, suç işledikleri iddiasıyla nezarete alınanların, sorgulanmalarından önce ve sorgulama işlemi yapıldıktan sonra tıbbi muayenelerinin yaptırılması önem arz etmektedir.
Ayrıca, işledikleri herhangi bir suç sebebi ile itham edilen, nezarete alınan veya tutuklananlarla ilgili olarak yapılacak soruşturma ve kavuşturmalarda gerek iç hukukumuz gerek usulü dairesinde onandığı cihetle kanun hükmünde olan anlaşmalarda yer alan hükümlerin amacına uygun olarak uygulanması gerekmektedir.
Nitekim konu bir yönüyle evvelce:
6.1. Hazırlık soruşturmasının icrası sırasında müdafii yardımı hakkında 25.4.1986 tarihli 22-62 Sayılı genelge ;
6.2. Gözaltına alınan sanığın müdafii ile görüştürülmesine dair 26.9.1989 tarihli CİGM – 13 – 89 sayılı yazımızla gönderilen Başbakanlığın 26.9.1989 günlü 08-3-383-18873 sayılı Genelgesi ve,
6.3. Gözaltına alınan sanığın müdafii ile görüştürülmesine dair 30.4.1990 tarihli CİGM – 8/49 Sayılı Genelge ile
Teşkilatımıza duyurulmuş ve gereken hassasiyetin gösterilmesi istenmiştir.
Bilgi edinilmesi ve yukarıda açıklanan hususlarda uygulamaların en üst düzeyde titizlikle yapılmasını, keyfiyetin yargı çevrenizdeki Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve bilgi edinilmesi yönünden mahkemelere de duyurulmasını rica ederim.
Mahmut Oltan Sungurlu
BAKAN
Konu:İnsan Hakları 7 / 10 /1997
........................CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
.......................DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
I- Dışişleri Bakanlığından alınan 10.9. 1997 günlü AKGY-1581-12621 sayılı ve 24 Eylül 1997 gün ve AKGY-1653-13454 sayılı yazılarla;
1.1. Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesinin 5 Ekim 1997 den başlayarak iki hafta süre ile ülkemizi ziyaret edeceği;
1.2. Altı kişiden oluşan komiteye, Lüksemburg, Yargıtay Başsavcısı, Claude NİCOLAY, İsviçreli doktor Jean-Pierre RESTELLİNİ, İskoçya Hapisane Şikayetleri Komiseri James Mc.MANUS ve İngiltere Psikiatri Enstitüsünden Dr.John GUNN’ un uzman sıfatıyla eşlik edecekleri;
1.3. Komitenin Ankara’ da üst düzeydeki ziyaret ve temaslar dışında, Türkiye’ ye geldikten sonra bildirelecek yerleri ziyaret edeceği;
1.4. Komitenin önceki ziyaretinde yaptığı tespit ve değerlendirmeler sonunda 1992 yılında ve Aralık 1996 da kamuya yaptığı açıklamalarda, ülkemizde göz altında kötü muamele ve / veya işkenceye yaygın olarak başvurulduğu iddiasına yer verildiği;
1.5. Komitenin Aralık 1996 da yaptığı kamu açıklamasından yaklaşık bir yıl sonra periyodik bir ziyaret daha yapmasının ülkemizin insan hakları bakımından Avrupa Konseyince ısrarlı bir izlemeye alındığının göstergesi olduğu;
1.6. Komitenin bu defa yapacağı ziyaret sırasında önceki ziyaretlerde tespit edilen olumsuzlukların ortaya çıkmasının ülkemiz bakımından sakınca yaratacağı belirlenmekte ve;
Komitenin raporuna atfen;
1.7. Gözaltında bulundukları sırada uygulanan muamele konusunda Cumhuriyet savcılıklarına yapılan şikayetlerin gereği gibi soruşturulmadığı,
1.8. İşkence ve kötü muamele şikayetleri karşısında çabuk ve etkin bir biçimde hareket edilmediği;
1.9. Adli Tıp görevi yapmak üzere çağrılan doktorların görevlerini hiçbir etki altında kalmadan yapmaları ve Sağlık Bakanlığınca düzenlenen ve teşkilata duyurulan Adli Tıp Rapor formunun kullanılması gerektiği;
1.10. Ziyaret edilecek yerlerde ve maheller de önceden özel bir hazırlık yapıldığı kanaati uyandırmasının heyeti daha da şüpheci kıldığı; Ancak ziyaret sırasında Heyet mensuplarına gerekli kolaylığın sağlanmasının ve taleplerin yerine getirilmesinin önem arzettiği,
bildirilmektedir.
II. Bilindiği üzere Ülkemiz,
2.1. İşkencenin ve Gayri İnsani yada Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesine (25.2.1988 tarihli 3411 Sayılı Kanunla onaylanan Sözleşme metni 27.2.1988 tarihli 19738 Sayılı resmi gazetede yayınlandı.) ve;
2.2. İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine (21.4.1988 tarihli 3441 sayılı Kanunla onaylanmış, metni 10.8.1988 tarihli 19895 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlandı.)
Taraf bulunmaktadır.
2.3. Öte yandan, İşkence ve Fena Muamele Anayasa ve Yasalarımıza göre yasaklanmış ve cezalandırılmış olup, işin önemi ve özelliği dikkate alınmak sureti ile evvelce Teşkilata gönderilen;
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli;
7.5.1991 gün ve 6-50 sayılı Genelgede iç hukukumuz, taraf olduğumuz Sözleşme hükümleri ve bunların öngördüğü kontrol mekanizmaları açıklanmak sureti ile uygulamalarda titizlik gösterilmesi;
Uluslararsı Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ifadeli, 7.2.1994 gün ve 2 / 7 ; 26.8.1994 gün ve 4 / 89 sayılı Genelgelerle işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili olarak yapılan adli işlemlerin Bakanlığa bildirilmesi;
İstenilmiş,
Göz altında bulunanlar dahil mudafii yardımından yararlandırılma konusu ise Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli; 25.4.1986 günlü 22 / 62; 26.9.1989 günlü 13 / 89; 30.4.1990 günlü 8 /49; 31.10.1994 günlü 23 / 109 sayılı;
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesinin tavsiyeleri doğrultusunda uyulması gereken hususlar ve düzenlenecek RAPOR FORMU konularında Sağlık Bakanlığınca hazırlanıp teşkilata gönderilen genelgelerde açıklanan hususlarda gereken hassasiyetin gösterilmesi, 20.5.1997 günlü CİGM 11-60 sayılı;
Genelgelerle teşkilata duyurulmuştur.
2.4. Diğer taraftan 6.3.1997 günlü 4229 sayılı Kanunla, (12 Mart 1997 günlü 22931 sayılı Resmi Gazete) göz altı süreleri ve mudafii ile görüşme esasları da yeniden belirlenmiş bulunmaktadır.
III- Bu itibarla; Yukarıda açıklanan hususlar ve teşkilata gönderilmiş bulunan Genelgeler de dikkate alınmak sureti ile; Kanunlarımıza göre suç teşkil eden işkence ve fena muamele iddiaları dolayısıyla yapılacak soruşturmalarda sür’at ve etkinliğin sağlanmasını önemle rica ederim.
Oltan Sungurlu
Adalet Bakanı
Sayı : B.02.0.KKG/101-1335/923 ANKARA
26 / 2 / 1998
Adalet hizmetlerinde adil, hızlı ve etkin sonuçlar alınmasını sağlamak, insan haklarının korunması ve insan hakları ile bağdaşmayan uygulamalara meydan verilmemesi için;
1- Kolluk amirlerinin (İllerde İl Emniyet Müdürü ile adli görevi olan şube müdürleri ve Merkez İlçe Jandarma Komutanı, ilçelerde İlçe Emniyet Müdürü ile İlçe Jandarma Komutanı) sicilini dolduran mülki, mesleki ve askeri amirin ilgilinin adli görevlerindeki başarı ve yetenek durumlarını bağlı olduğu Cumhuriyet Başsavcısından sorarak yazılı görüş aldıktan sonra sicil vermesi usul ittihas edilecek şekilde gerekli hususi düzenlemelerin ivedilikle yapılması,
2- Bilumum nezarethanelrin devamlı şekilde denetiminden, ilgili kolluk mensupları yanında Cumhuriyet Savcılarının da yetkili ve sorumlu olmaları,
3- Cumhuriyet Savcılarının, polis ve jandarma telsizlerini aynı frekanslarla bütün kanallarda takip edebilecek teknik imkanlarla teçhiz edilmesi,
4- Jandarmanın cezaevleri dış koruma görevini mülki değil adli görev kabul edilmesi yolunda kanuni değişikliklerin hazırlanması,
5- Memurun Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat kaldırılarak memurlar hakkındaki soruşturmanın yetkili Cumhuriyet Savcılarına bırakılması, ancak Anayasanın 129. Maddesinin son fıkrası mucibince bu hususta soruşturmaya geçilmesinin memurun bağlı olduğu amirinin iznine tabi tutulması izin verilmemesi halinde idari yargıya gidilmesi şeklinde yasal düzenlemenin hazırlanması,
Sayı : B.02.0.KKG/101-1335/923 ANKARA
26 / 2 / 1998
6- Yakalanan ve gözaltına alınan şahısların yakalandıkları ve salıverildikleri anda form doldurarak bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi usulüne geçilerek böylece gözaltı kayıpları iddialarının sona ermesinin sağlanması,
7- Cumhuriyet Başsavcılığının adli faaliyetlerinde kolluk makamlarıyla ilişki ve irtibatını sürekli temin etmek ve talimatlarının süratle intikalini sağlamak için miktarı başsavcılığın bulunduğu yere göre tespit edilecek seçme elemanlardan kurulu küçük bir birimin ilgili başsavcılık nezdinde koordinasyonla görevlendirilmesi,
Hususlarını içeren gerekli çalışmaların yapılarak ivedilikle sonuçlandırılmasını rica ederim.
Mesut Yılmaz
Başbakan
Dağıtım:
Gereği için: Bilgi İçin:
Adalet Bak.na Devlet Bak. ve Başb. Yrd.na
İçişleri Bak.na Milli Sav. Bak. ve Başb. Yrd.na
Mahmut Oltan SUNGURLU
Adalet Bakanlığı 1997 yılı Temmuz ayından itibaren, insan hakları konusunda, ülkede eksikliği görülen hususları tespit etmiştir.
Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’nun başlattığı bu çalışmada neler yapılması gerektiği de tespit edilmiştir.
Size sunulan hususlar pembe dosya adı ile adlandırılarak, ilgili birimlere dağıtılmış ve kamu oyuna açıklanmıştır. Eksikliğin giderilmesi için çalışmalar başlatılmış, görev taksimi yapılarak ekipler oluşturulmuş ve bir kısmı yerine getirilmiştir.
Diğer bakanlıklar ve birimlerle iş birliği yapılmış ihtilaflar giderilmeye başlanmıştır. Adalet Bakanı önerisi olan genelge 26 / 2 /1998’ de sayın Başbakan Mesut Yılmaz tarafından yayınlanmış ilgili birimlere kesin bir talimat olup, Türkiye’ nin bugünki şartlarında son derece önemli bir aşamadır. Ekte takdim edilmektedir. Keza Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu’ nun ekteki örnekte takdim edilen 7.5.1991 tarihli genelgesi yenilendiği gibi, 7.10.1997 tarihli ve 6.3.1998 tarihli genelgeleri de teşkilata yayınlanmıştır.
Türkiye’ deki bu çalışmalardan bilgi sahibi olunması ve önerilere açık olduğumun kamuoyunda bilinmesi açısından bu çalışmaların ana hatları internette yayınlanmıştır.
Mahmut Oltan SUNGURLU
KANUN ÇALIŞMALARI (Yasa ve Anayasa)
- TCK’nda değiştirilmesi düşünülen hükümler
- Ceza Mahkemeleri Usülü Kanunu
- Ceza İnfaz Kanunu
- Adliye Mahkemeleri Kuruluş Kanunu
- D.G.M. Kanunu (Özellikle asker üyeler ve Anayasa değişikliği)
- Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün Kuruluşu
- H.S.Y.K. ‘nun tam gün çalışmasına dair tasarı
- Hakim ve savcıların teminatlarını artıracak yasal tedbirler(By-pass değişikliği v.s.)
- Memurun muhakematı kanunu ve 285 S.K. (4-i) maddesi
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnameleri, savunmaya imkan vermek üzere sanığa tebliğini temin edecek yasa hükmü,
- 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun
- Kamulaştırma Kanunu
- Tahkim Kanunu
- Ombudsman ‘lık (Kamu Hakemliği Kanunu)
- Devletin mali mesuliyetinde kusursuz sorumluluk esaslarının düzenlenmesi
- Kimlik Bildirme Kanunu
- Anayasa 83 maddesi (Milletvekili ve Bakan dokunulmazığı)
- Anayasa159. Maddesi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
- Adliyelerin soruşturmalara müsait yapıda olması
- Duruşma salonlarının uygunluğu
- Adliye nezarethanelerinin standardı
- Modern cezaevleri yapımı ve mevcut ceza evlerinin revizyonu ile küçük ve harap ceza evlerinin kapatılması
- Ceza evleri ziyaretçi görüş mahalleri
- Hastane mahkum koğuşlarının standardı
- Hükümlü ve tutuklu nakil araçlarının durumu
- Hakim ve Savcıların eğitim programlarına insan hakları konularının dahil edilmesi ve işlenmesi
- İnsan hakları konularında Bakanlık Genelgeleri
- Cezaevi Yöneticileri ile personelinin insan hakları eğitimi
- Hükümlü ve Tutukluların bilgilendirilmesi
- Milli Eğitim Bakanlığı ile Koordinasyon
- B.M. İnsan Hakları Eğitiminin 10 uncu yılı ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 50. Yılını Kutlama Etkinlikleri
- İnsan hakları eğitimi konusunda yabancı ülkelerin ilgili birimleri ile iş birliği
- İngiltere’nin işbirliği önerisinde bulunduğu yedi konu
- Yakalanma, Gözaltına Alma ve Gözaltından Çıkarma Formları
- Nezarethanelerin durumu ve kayıtları ile Cumhuriyet Savcılarının buraları denetleme imkanları
- Sorgulama Standartları ve Sanık Hakları
- Soruşturmaların bizzat Cumhuriyet Savcıları tarafından yürütülmesi ve sorgulamada Cumhuriyet Savcısının hazır bulunması
- Soruşturmaların tam eksiksiz, tarafsız ve süratle yapılması
- Olay yeri tespit tutanağı ve delillerin toplanması usül ve esasları
- Savcılık ve mahkeme dosyalarına standart getirmek(bilhassa dışarıya gönderilecek dosyalarda)
- İhtiyaç olan yerde savcı sayısının artırılması,
- Savcılara yeni yetkiler sağlanmasına gerek olup olmadığı
- Savcıların, zabıta amirlerinin sicillerinde söz sahibi olabilmeleri
- Savcılıkların lojistik desteği (araç / gereç v.s.)
- Savcılıkların yardımcı personel ihtiyacının giderilmesi
- Savcıların terfi sisteminin yeni şartlara uydurulması
- Savcıların şahsi ve ailevi güvenliklerinin sağlanması. Lojmanlar
- Adli Tıp Hizmetlerindeki kalitenin yükseltilmesi
- Hekim sayısı
- Hekim standardı ve eğitimi
- Araç / gereç ihtiyacı
- Hekim Teminatı
- Adli Tıp Kurumu’nun inkişafı
- Adli Tıp Raporlarına standart getirmek
- Otopsilerin kusursuz yapılması
- Hasta Hakları ve Yargı
- Faili Meçhul Cinayetlerin ne şekilde takip edileceği ve aydınlatılacağı
- Savcılığa düşen görevler
- Zabıtaya düşen görevler
- Kayıp Kişiler Konusu ve Savcılıklara Düşen Görevin ne olduğu hususu
- Çocuk Hakları
- Bilgisayar Ağının Kurulması ve Bilgi Bankası
- İşkence ve kötü muamele iddialarının ve belirtilerinin, savcılar tarafından re’sen, etkili ve hızlı bir şekilde soruşturulması
- Bu suçlarla ilgili soruşturma ve kararların sayısal verilerinin periyodik olarak toplanması
- Bakanlığımıza gelen ihbarların ve basından edinilen bilgilerin merciine gönderilerek sonucunun takip edilmesi
- Temel ihtiyaçlar (Barınma, Yıkanma, Isınma, İaşe, Işık, Havalandırma v.s.)
- Tıbbi ihtiyaçlar (Muayene ve tedavi, koruyucu hekimlik tedbirleri, psikolojik destek)
- İnsanlık onurunun korunması (Kötü Muameleye Maruz Bırakılmama)
- Dışarı ile ilişkiler (Yakınlarının ziyaretleri, Avukatları ile görüşme, haberleşme, dilekçe ve şikayet hakkı, alış - verişleri)
- Çalışma ( İş yurtları ve çalışma şartları, iyi halliliğin değerlendirilmesi, patronaj - tahliye sonrası koruma)
- Eğitim ve Hobi (Okuma/yazma, spor, kütüphane ve okuma, gazete mecmua ve TV takibi, el becerilerini geliştirme, diğer hobiler, okul eğitimi, sanat faaliyetleri)
- İnfaz ve Koruma Memuru üniformalarının çağdaş bir şekle getirilmesi
- Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Divanında Ülkemiz Aleyhine Açılan Davaların Hazırlanması ve Savunulmasında Bakanlığımıza düşen görevler
- Bu davalarda zor durumda kalmamak için savcılıkların dikkat etmesi gereken hususlar ve yapmaları gereken görevlerin bir genelge ile tespit ve hatırlatılması
- Bu mahkemelerdeki Türk temsilcilerinin, taşrada uzun yıllar fiilen hakimlik ve savcılık yapmış, uygulamayı ve şartları bilen kişilerden seçilmesi
- Gerçeklerin Kamuoyuna duyurulmasını sağlayacak resmi ve doğru propagandanın yapılabilmesi
- Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı yada Küçültücü Muamele veya Cezanın Önlenmesi Komitesi (AİÖK) ‘nin raporlarının incelenip eksikliklerin telafisi ve tatminkar cevap hazırlanması
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : CİGM. – 6 – 50 ANKARA
Konu: İnsan Hakları 7 / 5 / 1991
..........................................CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
I. Bilindiği üzere Anayasamız’ın 17/3. Maddesinde, “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan hassasiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.“ hükmü yer almıştır. Bu şekilde işkence ve eziyet yapılması, insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muamele, Anayasamız’ın Yasama, Yürütme, Yargı organlarını idare makamlarını da bağlayan Anayasa Hükmü ile yasaklanmıştır.
1.1. Nitekim Türk Toplumunun gelenek ve örfüne başlangıçtan itibaren aykırı olan “ işkence “ uygulaması 1924 tarihli Anayasamız’ın 73. Maddesinde 1961 tarihli Anayasamız’ın 14/3. Maddesi ile de yasaklanmış bulunmaktadır.
1.2. Anayasa’larımızda yer alan ve yukarda açıklanan emredici, bağlayıcı hükümlere uygun olarak, işkence ve fena muamele yapılması, 1 Mart 1926 tarihli 765 sayılı Türk Ceza Kanununda suç ayılarak 243 ila 251. Maddelerinde r’sen takibi müstelzim suç kabul edilerek cezalandırılmıştır.
II. Diğer taraftan hiç kimsenin işkenceye, zalimane, gayri insani haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tabi tutulması özellikle ikinci dünya harbinden sonra uluslar arası düzeyde yürürlüğe konulan belgelerde ve sözleşmelerde yer aldığı gibi, uygulamanın takibi amacı ile kontrol mekanizmaları da kabul edilmiştir.
Ülkemizinde taraf olduğu bu belgeler şunlardır;
2.1. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 10.12.1948 tarihli 217 (III) sayılı kararı ile kabul edilen, “ İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi “ nin 5. Maddesinde “ Hiçkimse İşkenceye Zalimane, Gayri İnsani, Haysiyet Kırıcı Cezalara veya Muamelelere tabi tutulamaz” denilmektedir. ( Bakanlar Kurulunun 6.4.1949 tarihli 9119 Sayılı kararı ile kabul edilmiştir. 27.5.1949 gününü 7217 Sayılı R.G.Düstür tertip 3. Cilt 30.say.1019)
2.2. İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi: (4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da düzenlenen sözleşme 10.3.1954 gün ve 8662 Sayılı R.G. Düstur, tertip 3. Cilt 35. Say. 1567) Anılan Sözleşme’nin 3. Maddesinde, “ Hiç kimse insanlık dışı yada onur kırıcı ceza ve işlemlere tabi tutulamaz” hükmü yer almıştır. Sözleşmenin 15 / 2 maddesine göre işkence yapma yasağı mutlak olup, savaş sonucu vuku bulan ölüm hariç hiçbir şekilde bu yükümlülüğe aykırı tedbir alınamayacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeşi’ nin önemli bir özelliği de işkence yasağı dahil olmak üzere Sözleşmeyi onaylayan Devletlerin bu Sözleşmede yer alan hükümlere aykırı davranışta bulunup, bulunmadıklarının bir nevi yargısal kontrole tabi tutulmasıdır.
Nitekim, bu şekilde:
2.2.1. Her hangi bir devlet, diğer sözleşen devletin, mesela sözleşme’ nin 3. Maddesinde yer alan işkence, insanlık dışı yada onur kırıcı ceza ve işlem yapma yasağına uymadığından bahisle sözleşme’nin 24. Maddesi gereğince Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna baş vurması mümkündür.(Devletten devlete Şikayet)
2.2.2. Ayrıca kişiler, hükümet dışı kuruluş veya özel kişilerden oluşan gruplarda aynı şekilde sözleşme’nin 25. Maddesi gereğince, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na baş vurabileceklerdir.(Kişisel başvuru Türkiye 22.1.1987 tarihli 87/11439 Sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kişisel başvuru hakkınıtanımıştır.)
2.2.3. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ nin gerek 24. Maddesine göre yapılan kişisel baş vuru üzerine Avrupa İnsan Hakları Komisyonunun Sözleşme’ nin 28 ve 30. Maddelerine göre iş dostane çözüm ile sonuçlanmaması durumunda, 31. Maddeye göre Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne sumak üzere hazırladığı raporla ilgili konunun Sözleşme’ nin 48. Maddesi gereğince Avrupa İnsan Haklar Mahkemesine intikal etmesi de mümkün bulunmaktadır.
2.2.4. Bu şekilde gerek Sözleşmenin 24 ve 25. Maddeleri gereğince yapılan şikayetler üzerine Avrupa İnsan Hakları Komisyonunca hazırlanıp 31. Madde gereğince Bakanlar Komitesine sunulan rapor dolayısıyla, Bakanlar Komitesince Sözleşme’ nin ihlal edilip edilmediğine dair 32.madde gereğince alınacak karara; gerek işin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine intikal etmesi halinde, Mahkemenin 50. Maddesi hükmü dairesinde alacağı kesin karara taraf devletlerin uyması zrunlu bulunmaktaır. (Sözleşme’nin 32. Ve 53. Maddeleri)
III. Kişi’nin temel hak ve hürriyetlerini koruyan yukarıda işaret olunan belgelerden ayrı olarak, işkence, fena muamele veya cezalandırmanın önlenmesi istikametinde Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler bünyesinde mahsus Sözleşmeler hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur.
3.1. İşkencenin ve Gayri İnsani yada Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi. (25.2.1988 tarihine 3411 Sayılı Kanunla onaylanmış metni 27.2.1988 tarihli 19738 Sayılı R.G.’de yayınlanmıştır. )
Sözleşme ile getirilen ana esaslar şunlardır;
3.1.1. İşkencenin ve gayri insani muamele veya cezalandırılmanın önlenmesi istikametinde çalışmak üzere bir Avrupa Komitesi teşkil olunmaktadır.(madde 1)
3.1.2. Sözleşmenin uygulanmasında komite üye ülkelere ziyaretler yaparak hürriyetleri kısıtlanmış kişilerin durumlarını mahallerinde inceleyecek, üye ülkeler bu ziyaretlere müsaade edecektir. Komite ile üye ülke Milli Makamları iş birliği içinde çalışacaktır.(madde 2,3)
3.1.3. Komite hürriyeti tehdit edilmiş kişilerin bulunduğu yerlere periyodik olmayan ziyaretler düzenleyebilecektir.(madde 7)
3.1.4. Sözleşmeye taraf olan devlet, ülkesini bu ziyarete açık tutacak, komite üyelerine seyahat hakkı tanıyacaktır.
3.1.5. Hürriyeti tehdit edilen kişilerin muhafaza edildiği yerler hakkında tüm bilgileri verecek ve bu yerleri sınırsız bir şekilde ziyarete açık tutacaktır.
3.1.6. Komite, hürriyeti tehdit edilmiş kişilerle özel olarak görüşebilecek; bilgi alabileceğine inandığı herhangi bir kişi ile serbestçe muhabere edebilecek ve gördüğü taktirde ülkenin yetkili mercilerine müşahedelerini hemen bildirilecektir.(madde 8)
3.1.7. Sözleşmenin 8. Maddesinde öngörülen ve yukarıda işaret olunan ziyaret ve görüşme taleplerine karşı, ziyaretin yeri ve zamanına karşı “ istisnai” olmak kaydı ile ilgili ülkeler komiteye karşı beyanda bulunabileceklerdir. Bu hususlar sözleşmenin 9. Maddesinde aşağıdaki gibi belirtilmiştir.
Kişilerin hürriyetlerini tehdit edildiği yerlerde ciddi karışıklık bulunulması;
Milli Savunma,
Kamu güvenliği
Kişinin sağlık durumu ve
Ciddi bir suça taalluk eden acil sorgulama,
Halleridir.
3.1.8. Komite, yapacağı her ziyaretten sonra, ilgili tarafın verebileceği görüşleri de dikkate alarak, ziyaret sırasındaki tespitleri ve tavsiyeleri hakkında bir rapor hazırlayarak ilgili ülkeye gönderecektir. Komite, gerekli gördüğü taktirde hürriyetleri tehdit edilmiş kişilerin durumlarında iyileştirmeleri önermek maksadı ile ilgili taraf ile istişare edebilecektir. Komitenin iyileştirme konusundaki tavsiyelerinin taraf ülkece yerine getirilmemesi halinde Komitenin üçte iki çoğunlukla alacağı karar üzerine kamuya açıklama yapacaktır.(madde 10)
3.1.9. Komite tarafından toplanan bilgiler, Komite raporu ve ilgili tarafla yapılan müzakerelerde gizlilik esas olacaktır. Rapor, ancak ülkesine ziyaret yapılan ilgili ülkenin arzu etmesi halinde, bu ülkenin yapacağı yorumlarla birlikte yayımlanabilecektir. (madde 11)
3.1.10. Komite üyeleri, uzmanlar ve diğer kişiler edindikleri bilgileri, gerek görevleri sırasında ve gerek görevlerinin sona ermesini müteakip gizli tutmakla yükümlüdür. (madde 13)
3.2. İşkence ve diğer zalimane, gayri insani veya küçültücü muamele veya cezaya karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (21.4.1988 tarihli 3441 Sayılı kanunla onaylanmış, Metni 10.8.1988 tarihli 19895 Sayılı resmi gazetede yayımlanmıştır.)
Türkiye, Avrupa Sözleşmesinin hemen ardından bu defada aynı konu da Birleşmiş Milletler düzeyinde gerçekleştirilen Sözleşmeyi de onaylamıştır.
Bu Sözleşmenin esasları da kısaca şu şekilde özetlenebilir:
3.2.1. Sözleşme geregince, taraf ülkeler işkence olaylarını önlemek için etkili, kanuni, idari, adli veya başka tedbirleri alacaktır.(madde 2)
3.2.1. Taraf Devletler, Nezarete Alma, Tutuklama, Hapsedilme, sorgulama işlemleriyle görevli olarak veya ilgili personeline işkencenin yasaklanması( sivil, asker, tıp personel, kamu görevlisi) ile ilgili eğitim verecek, bu konu eğitim programına alınacaktır.(madde 10/1)
3.2.2. Bu gibi personelin görev ve yetkilerine dair yayınlanan kural ve talimatlarda işkence yasağı dahil edilecektir. (madde 10/2)
3.2.3. İşkence yapılarak alındığı tespit olunan herhangi bir ifadenin, bizzat işkence yapılan için delil olarak kullanılması hariç, herhangi bir kavuşturmada delil olarak kabul edilmemesi sağlanacaktır. (madde 15)
3.2.4. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi de, Avrupa Avrupa Sözleşmesinde olduğu gibi, bir işkencenin Önlenmesi Komitesi teşkilini öngörmektedir.(madde 17)
3.2.5. Sözleşmeye taraf olan devletler, bu Sözleşme ile üstlendikleri yükümlülükleri ne suretle yerine getireceklerine dair aldıkları tedbirleri Komite’ ye bildirecektir.(madde 19) ( Türkiye 1990 yılı Ekim ayında bu mükellefiyetini Cenevre’de yerine getirmiştir.)
3.2.6. Komite, bir taraf devlet ülkesinde işkencenin sistematik bir şekilde uygulandığına dair inandırıcı bilgi alınması halinde ilgili devleti gözlemlerinin sunmağa davet edebilecektir. Komite gerekli görür ise gizli bir soruşturma yapabilecektir. Bu durumda ilgili devlet iş birliği yapacaktır. Soruşturma gizli olacak ve ikmalinden sonra ilgili devlete istişare edildikten sonra, sonuçların Sözleşmenin 24. Maddesi hükmü dairesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Taraf devletlere verilecek raporda özet olarak yayınlanmasına karar verebilecektir.(madde 20)
IV. İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerine Saygı gösterilmesi, Avrupa’da bloklar arasında gerginliğin azaltılması, soğuk savaş döneminin sona erdirilmesi Avrupa’da yakınlaşmanın sağlanması amacı ile 1975 yılında ülkemiz dahil, 34 Avrupa Ülkesinin Helsinki’de imzaladığı Helsinki Nihai Senedinin VII. No’ lu prensibinde de vurgulanmıştır.
Bu çerçevede yapılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferanslarından sonuncusu 19.21 Kasım 1990 tarihlerinde Ülkemizle birlikte 34 Avrupa ülkesinin katılması ile Paris Zirvesi adı altında yapılmıştır. İştirak eden Ülkeler Devlet yada Hükümet Başkanları tarafından “ Yeni Bir Avrupa İçin Paris Yasası” adı ile imzalanan metinde, yeni Avrupa için temek kabul edilen ilke ve esaslar arasında kişinin temel hak ve hürriyetleri ön planda tutulmuş ve “ İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü” maddesi başlığı altında; “ hiç kimsenin keyfi tutuklamaya yada göz altına alınmaya, işkenceye veya diğer zalimane, insan onuruyla bağdaşmayan yada aşağılayıcı muameleye veya cezaya tabi tutulmayacağı” ilkesi bir kere daha vurgulanmış bulunmaktadır.
V. Yukarıda I ve II. Nolu paragraflarda izah edildiği üzere, gerek Anayasamız’ ın ilkeleri ve gerek iç hukukumuz kişinin temel hak ve özgürlüklerini üstün tutmuş ve bu arada işkence ve kötü muameleyi 1926 yılından itibaren müstakiller suç saymış ve cezalandırmıştır. Bu çerçevede yukarıda III ve IV paragraflarda işaret olunan Uluslar arası Sözleşmeler’ de Türkiye tarafından usulü dairesinde onaylanmış olduğu cihetle, Anayasamız’ ın 90. Maddesine göre iç hukukumuz yönünden kanun hükmünde bulunmaktadır.
VI. Yukarıdan beri izah edildiği üzere Türkiye; gerek Anayasal ilke ve esaslar ve iç mevzuatı gerek uluslar arası düzeyde Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi Üyesi sıfatı ile taraf olduğu Statü ve Sözleşmelerde kabul ettiği ilke ve esaslar bakımından insan haklarını üstün tutmuş, kişinin temel hak ve hürriyetlerinin idamesi ile ilgili kontrol mekanizmalarını da kabul etmiştir.
Bu uygulama ve gelişmeler tarihi seyri içinde Ulusumuzun karakterine, örf, adetine uygun olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Dünya Milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olduğuna dair Anayasamız’ ın başlangıç kısmında yer alan ilkeye ve insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğuna dair tanımlamaya da mutabık bulunmaktadır.
Hal böyle iken; bir süreden beri Ülkemizde İnsan Haklarına saygı gösterilmediği, nezarete alınan kişilere yasal haklarının tanınmadığı, işkence ve fena muamele yapıldığı şeklinde yurt dışında ve yurt içinde iddialar ileri sürülmektedir. Kanunlarımıza göre suç teşkil eden bu gibi iddia ve şikayetler üzerine soruşturma yapmakla yetkili mercilerimizin usul ve kanun hükümleri dairesinde derhal tahkikata tevessül etmeleri veya şikayeti soruşturma ve kavuşturma ile yetkili makamlara intikal ettirilmesi sureti ile ileri sürülen iddialar dolayısı ile kanuni gereğinin yapılması iç hukukumuzun bir gereği olduğu cihetle adli mercilerimizden alınan bilgilere istinaden ileri sürülen iddiaların karşılanmasına çalışmakla birlikte bazı ahvalde Ülkemizin oynadığı Sözleşmelerde üstlendiği taahhütleri çerçevesinde kabul ettiği kontrol mekanizmaları da işlemeye başlamış bulunmaktadır.
Bu itibarla, işkence, haysiyet kırıcı cezalandırma ve fena muamele iddiaları karşısında şikayetin derhal kavuşturma ve soruşturma ile ilgili makamlara intikal ettirilerek süratle sonuç alınması gerektiği gibi, suç işledikleri iddiasıyla nezarete alınanların, sorgulanmalarından önce ve sorgulama işlemi yapıldıktan sonra tıbbi muayenelerinin yaptırılması önem arz etmektedir.
Ayrıca, işledikleri herhangi bir suç sebebi ile itham edilen, nezarete alınan veya tutuklananlarla ilgili olarak yapılacak soruşturma ve kavuşturmalarda gerek iç hukukumuz gerek usulü dairesinde onandığı cihetle kanun hükmünde olan anlaşmalarda yer alan hükümlerin amacına uygun olarak uygulanması gerekmektedir.
Nitekim konu bir yönüyle evvelce:
6.1. Hazırlık soruşturmasının icrası sırasında müdafii yardımı hakkında 25.4.1986 tarihli 22-62 Sayılı genelge ;
6.2. Gözaltına alınan sanığın müdafii ile görüştürülmesine dair 26.9.1989 tarihli CİGM – 13 – 89 sayılı yazımızla gönderilen Başbakanlığın 26.9.1989 günlü 08-3-383-18873 sayılı Genelgesi ve,
6.3. Gözaltına alınan sanığın müdafii ile görüştürülmesine dair 30.4.1990 tarihli CİGM – 8/49 Sayılı Genelge ile
Teşkilatımıza duyurulmuş ve gereken hassasiyetin gösterilmesi istenmiştir.
Bilgi edinilmesi ve yukarıda açıklanan hususlarda uygulamaların en üst düzeyde titizlikle yapılmasını, keyfiyetin yargı çevrenizdeki Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve bilgi edinilmesi yönünden mahkemelere de duyurulmasını rica ederim.
Mahmut Oltan Sungurlu
BAKAN
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı:3-3-29-120 ANKARAKonu:İnsan Hakları 7 / 10 /1997
........................CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
.......................DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
I- Dışişleri Bakanlığından alınan 10.9. 1997 günlü AKGY-1581-12621 sayılı ve 24 Eylül 1997 gün ve AKGY-1653-13454 sayılı yazılarla;
1.1. Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesinin 5 Ekim 1997 den başlayarak iki hafta süre ile ülkemizi ziyaret edeceği;
1.2. Altı kişiden oluşan komiteye, Lüksemburg, Yargıtay Başsavcısı, Claude NİCOLAY, İsviçreli doktor Jean-Pierre RESTELLİNİ, İskoçya Hapisane Şikayetleri Komiseri James Mc.MANUS ve İngiltere Psikiatri Enstitüsünden Dr.John GUNN’ un uzman sıfatıyla eşlik edecekleri;
1.3. Komitenin Ankara’ da üst düzeydeki ziyaret ve temaslar dışında, Türkiye’ ye geldikten sonra bildirelecek yerleri ziyaret edeceği;
1.4. Komitenin önceki ziyaretinde yaptığı tespit ve değerlendirmeler sonunda 1992 yılında ve Aralık 1996 da kamuya yaptığı açıklamalarda, ülkemizde göz altında kötü muamele ve / veya işkenceye yaygın olarak başvurulduğu iddiasına yer verildiği;
1.5. Komitenin Aralık 1996 da yaptığı kamu açıklamasından yaklaşık bir yıl sonra periyodik bir ziyaret daha yapmasının ülkemizin insan hakları bakımından Avrupa Konseyince ısrarlı bir izlemeye alındığının göstergesi olduğu;
1.6. Komitenin bu defa yapacağı ziyaret sırasında önceki ziyaretlerde tespit edilen olumsuzlukların ortaya çıkmasının ülkemiz bakımından sakınca yaratacağı belirlenmekte ve;
Komitenin raporuna atfen;
1.7. Gözaltında bulundukları sırada uygulanan muamele konusunda Cumhuriyet savcılıklarına yapılan şikayetlerin gereği gibi soruşturulmadığı,
1.8. İşkence ve kötü muamele şikayetleri karşısında çabuk ve etkin bir biçimde hareket edilmediği;
1.9. Adli Tıp görevi yapmak üzere çağrılan doktorların görevlerini hiçbir etki altında kalmadan yapmaları ve Sağlık Bakanlığınca düzenlenen ve teşkilata duyurulan Adli Tıp Rapor formunun kullanılması gerektiği;
1.10. Ziyaret edilecek yerlerde ve maheller de önceden özel bir hazırlık yapıldığı kanaati uyandırmasının heyeti daha da şüpheci kıldığı; Ancak ziyaret sırasında Heyet mensuplarına gerekli kolaylığın sağlanmasının ve taleplerin yerine getirilmesinin önem arzettiği,
bildirilmektedir.
II. Bilindiği üzere Ülkemiz,
2.1. İşkencenin ve Gayri İnsani yada Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesine (25.2.1988 tarihli 3411 Sayılı Kanunla onaylanan Sözleşme metni 27.2.1988 tarihli 19738 Sayılı resmi gazetede yayınlandı.) ve;
2.2. İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine (21.4.1988 tarihli 3441 sayılı Kanunla onaylanmış, metni 10.8.1988 tarihli 19895 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlandı.)
Taraf bulunmaktadır.
2.3. Öte yandan, İşkence ve Fena Muamele Anayasa ve Yasalarımıza göre yasaklanmış ve cezalandırılmış olup, işin önemi ve özelliği dikkate alınmak sureti ile evvelce Teşkilata gönderilen;
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli;
7.5.1991 gün ve 6-50 sayılı Genelgede iç hukukumuz, taraf olduğumuz Sözleşme hükümleri ve bunların öngördüğü kontrol mekanizmaları açıklanmak sureti ile uygulamalarda titizlik gösterilmesi;
Uluslararsı Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ifadeli, 7.2.1994 gün ve 2 / 7 ; 26.8.1994 gün ve 4 / 89 sayılı Genelgelerle işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili olarak yapılan adli işlemlerin Bakanlığa bildirilmesi;
İstenilmiş,
Göz altında bulunanlar dahil mudafii yardımından yararlandırılma konusu ise Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli; 25.4.1986 günlü 22 / 62; 26.9.1989 günlü 13 / 89; 30.4.1990 günlü 8 /49; 31.10.1994 günlü 23 / 109 sayılı;
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesinin tavsiyeleri doğrultusunda uyulması gereken hususlar ve düzenlenecek RAPOR FORMU konularında Sağlık Bakanlığınca hazırlanıp teşkilata gönderilen genelgelerde açıklanan hususlarda gereken hassasiyetin gösterilmesi, 20.5.1997 günlü CİGM 11-60 sayılı;
Genelgelerle teşkilata duyurulmuştur.
2.4. Diğer taraftan 6.3.1997 günlü 4229 sayılı Kanunla, (12 Mart 1997 günlü 22931 sayılı Resmi Gazete) göz altı süreleri ve mudafii ile görüşme esasları da yeniden belirlenmiş bulunmaktadır.
III- Bu itibarla; Yukarıda açıklanan hususlar ve teşkilata gönderilmiş bulunan Genelgeler de dikkate alınmak sureti ile; Kanunlarımıza göre suç teşkil eden işkence ve fena muamele iddiaları dolayısıyla yapılacak soruşturmalarda sür’at ve etkinliğin sağlanmasını önemle rica ederim.
Oltan Sungurlu
Adalet Bakanı
T.C.
BAŞBAKANLIK
KANUNLAR VE KARARLAR
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : B.02.0.KKG/101-1335/923 ANKARA
26 / 2 / 1998
DEVLET BAK. VE BAŞB.YRD.NA
MİLLİ SAV. BAK. VE BAŞB. YRD.NA
ADALET BAKANLIĞINA
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA
Adalet hizmetlerinde adil, hızlı ve etkin sonuçlar alınmasını sağlamak, insan haklarının korunması ve insan hakları ile bağdaşmayan uygulamalara meydan verilmemesi için;
1- Kolluk amirlerinin (İllerde İl Emniyet Müdürü ile adli görevi olan şube müdürleri ve Merkez İlçe Jandarma Komutanı, ilçelerde İlçe Emniyet Müdürü ile İlçe Jandarma Komutanı) sicilini dolduran mülki, mesleki ve askeri amirin ilgilinin adli görevlerindeki başarı ve yetenek durumlarını bağlı olduğu Cumhuriyet Başsavcısından sorarak yazılı görüş aldıktan sonra sicil vermesi usul ittihas edilecek şekilde gerekli hususi düzenlemelerin ivedilikle yapılması,
2- Bilumum nezarethanelrin devamlı şekilde denetiminden, ilgili kolluk mensupları yanında Cumhuriyet Savcılarının da yetkili ve sorumlu olmaları,
3- Cumhuriyet Savcılarının, polis ve jandarma telsizlerini aynı frekanslarla bütün kanallarda takip edebilecek teknik imkanlarla teçhiz edilmesi,
4- Jandarmanın cezaevleri dış koruma görevini mülki değil adli görev kabul edilmesi yolunda kanuni değişikliklerin hazırlanması,
5- Memurun Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat kaldırılarak memurlar hakkındaki soruşturmanın yetkili Cumhuriyet Savcılarına bırakılması, ancak Anayasanın 129. Maddesinin son fıkrası mucibince bu hususta soruşturmaya geçilmesinin memurun bağlı olduğu amirinin iznine tabi tutulması izin verilmemesi halinde idari yargıya gidilmesi şeklinde yasal düzenlemenin hazırlanması,
T.C.
BAŞBAKANLIK
KANUNLAR VE KARARLAR
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Sayı : B.02.0.KKG/101-1335/923 ANKARA
26 / 2 / 1998
6- Yakalanan ve gözaltına alınan şahısların yakalandıkları ve salıverildikleri anda form doldurarak bir örneğinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi usulüne geçilerek böylece gözaltı kayıpları iddialarının sona ermesinin sağlanması,
7- Cumhuriyet Başsavcılığının adli faaliyetlerinde kolluk makamlarıyla ilişki ve irtibatını sürekli temin etmek ve talimatlarının süratle intikalini sağlamak için miktarı başsavcılığın bulunduğu yere göre tespit edilecek seçme elemanlardan kurulu küçük bir birimin ilgili başsavcılık nezdinde koordinasyonla görevlendirilmesi,
Hususlarını içeren gerekli çalışmaların yapılarak ivedilikle sonuçlandırılmasını rica ederim.
Mesut Yılmaz
Başbakan
Dağıtım:
Gereği için: Bilgi İçin:
Adalet Bak.na Devlet Bak. ve Başb. Yrd.na
İçişleri Bak.na Milli Sav. Bak. ve Başb. Yrd.na
Mahmut Oltan SUNGURLU